CANA MERHEM GİRMEDEN
Bang-i rihlet gelmeden, çeşmim nehirler yıkmasın
Câna merhem girmeden, meşkim şehirler yakmasın Bâr- i mihnet titresin, nefsim çerağlar yüklesin Dil-sitân ol, cân-i şîrîn aşkla bağlar yüklesin Tîr-i maksûd, şâh- i aşk bulmaksa, cânım durmasın Câm- i nazmım, çağlasın meşkimle kânım durmasın Menzilim bülbül çağırsın, neylerim yık gülleri Hasretim bitsin, fenâ bulsun, közüm yık dilleri Lâle- hadler bahçe yığsın, özde derman titresin Nur nehirler çağlasın, közde umman titresin Coşturup kur sen gönül, şeb-i âruz mevsimi Yağmurum, yağ şevkle, güller donatsın cismimi Câm- i leb, dolsun zikir zevkiyle birden, ey nefis Nevbaharlar şevkle dönsün, közlenip yansın bu sis Cevherim hiç solmasın, tenden ziyâlar düşmesin Bülbülüm can yolmasın, zor günümde eyvah deşmesin Pür hayal gönlümde bitsin, hasretin mahrûsesi Bir dökülsün şevkle birden, güllerin nur bûsesi Son nefes, son dem, kıvılcım yığmasın ey Pervâne Ağlayıp dur, çağlayıp ten yak, dökülsün dürdâne ( fâ i lâ tün / fâ i lâ tün / fâ i lâ tün / fâ i lün / ) Bang-i rihlet: ölüm sesi Bâr- i mihnet: elem yükü Dil-sitân: gönül alan cân-i şîrîn: Tatlı can Tîr-i maksûd: İstenilen şey şâh- i aşk: aşk padişahı Câm- i nazmım: nazım (şiir ) kadehi Kân: maden ocağı ( ben burada ev anlamında kullandım ) Fenâ: Yok olma Lâle- had: gül yanaklı Câm- i leb: Dudak kadehi Nevbahar: İlkbahar Mahrûse: Büyük ülke dürdâne : İnci tanesi |