Dostlarımızın bize gösterdiği sevgiyi abartmamız, duyduğumuz minnetten değil, takdire ve sevilmeye ne kadar layık olduğumuzu herkese göstermek içindir. LA ROCHEFAUCAULD
Paylaş
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
......İğdeli Akşamlar şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
......İğdeli Akşamlar şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
Balkonumuzun hemen öünüde idi iğde ağaçları. O mis gibi kokuları yoldan geçenleri bir kaç defa gerir çeviri ve parmaklıklar arkasından burunların o kokuyu doyasıya çekerlerdi. Bizler de yaz aylarında hep balkonlarda oturduğumuz için o kokunun bizde bıraktığı huzur ile çayımızı yudumlar sohbetmizi yapardık.
Şimdi ne o iğde ağaçları var artık o bahçede nede o balkonlarda yapılan sohbetler. Hepsiniz kaybettik birer birer.
göklerden sevda yağar en çok bana damlardı annem öyle kurnazdı ki ne zaman suya düşsem anlardı
bir insanın şair olması için şiirin şuuruyla yaşıyor olması oalağanüstü bir durum değil tabiiki şiir mi şairin ,şair mi şiirin tartışılmaz .Tartışılsa da zaten bunun cevabını içsel olarak her insan bilir ama kelimelere döküldüğünde açıklanamaz.
Yaşam şiir üzerine ise kimseye bunu anlatma ihtiyacı duymaz şair.Çünkü kabını dolduran suyun şeklidir çoğunlukla şiir.Su şekilsizdir ve yaşam içinde suyun gerçek kaynağı göklerdir.Yaşam kaynağı su olduğu için yağmurun bereketi, yağmurun doğurganlığıdır su . Bu yüzden yağmur toprak kadar kutsal ve şair için platonik bir sevdadır. Suyun yansıtma özelliği ruhsal bir sembole" NERGİS " mitolojisindeki hikayelere de konu olur. Nergis bir su birikintisinde kendini görerek kendine aşık olur. Bu yaşamımızdaki her unsuru ruhsal dilimizde içsel bir potansiyele dönüştürerek yaratıcılığımıza eklememizle anlam kazanır. Burada ANNENİN ROLÜ ORTAYA ÇIKIYOR. Yasaklar bizim için heyecan vericidir ..daha çok gençlik rüzgarlarındaki hatıralarımızda esrler ve her defasında bizi birileriyle paylaşmak zorunda kalan annelerimiz için.. Her yasakta ilk yüzdür annenin yüzü imajinasyon olarak. O yüzden anne görmese bile her yaptığımız şeydeki bir parçadır.. çoğu zaman suya baktığımızda kendimizden çok annemizin eğitimine bakarız aynada ve devamlı içsel bir vicdan kontrolüne tabii tutarız annemizin yüzünü baz alarak..
karşı balkon kızına serenat yapardım ispanyol gitarımla dudakları kanardı
karşı cinsin varlığı yaşamımızdaki planın bize emridir.. doğurganlık , ortaya çıkarmak için bir rol üstlenir fizik plandaki bedenimiz, duygularımız o yönde yoğunlaşır. içine kapanık bir hali olan şairin dışa yönelmesi ..o ana kadar pek de kendi kabuğundan çıkmak istemiyorsa da üstüne düşen rolde bir pencere açılır ya da bir balkon.. eşiktir işte bu yeni bir devreye açılan kapıda.. içsel olarak alışkın olmadığı bir duruma yine bir enstrümandan yardım alarak ruhsal bir objektiften bakarak girer..serenad aslında hem içsel olarak alışık olmadığı bir dünyayadır hem de içsel dişiliğin balkonda imajine ettiği kız sembolüne.. erkek bir tavus kuşunun dişisine gösterdiği fiziksel bir tablodur tüyleriyle adeta bu serenad..ve dudaklar yine içsel potansiyelin bir sembolüdür.. vücudun en kuvvetli en göz önünde olan kısmı ve karakteristik yapıyı yansıtan uzvudur dudak .. " büyüklere el öpmeye gitmek " öpücüğün ve öpmenin dayandığı anlamlı ve anlam ifade eden simgesi .. yalnız şiirde öpmek yerine ısrmak kullanılmış ve kan..bu da şairin şiiri yazarken hissettiği duygusal yoğunluğun uç noktada olduğunu yansıtıyor .. çünkü ısırmak acıtır .. acıyor ve kanıyor.. kan şiirin çıkış noktasına işaret ediyor.. yaşamın realitesine geçmişten bugüne objektif ve yoğun bir duygusal bakışla çıkan dizeler..bu da bize aslında yazdığımız ne olursa olsun şairin şiirindeki yağmurla beraber yerde biriken su birikintilerinin hayatımıza bir ayna tesirinde yansımasını ifade ediyor..
o zamanlar erken açardı zambaklar düşler düşer göklerden en çok bana damlardı
iğde kokardı akşamları hangi balkona gönlüm kaçsa annem anlardı
zambaklar her zaman bir dönemin bitişine işaret eden hüzün çiçekleridir.. nerdeyse hazin ve hüzünlü tüm hayallerde rola lır ve dönemi kapatır.. o kadar güzellerdir ki dönemin bitişi ne kadar kötü olursa olsun hafızada zambakların açışı kalır.Kozmik bir güce nefes olan göklerse her zaman şairlerin tesir aldığı yoğun duyguların kaynağıdır...şiir olağanüstü güzel imgelerle süslenmiş nostaljik bir sandık gibi kokuyor iğde ve zambak kokusu.. iğdelerin kokusu sevgilinin varlığı ve sevdaya olan vuslata semboldür.. ve gönül vuslata hasret olduğundan yine balkonu kullanır.. çünkü şair için balkon kapıdan daha heyecan verici daha romantiktir..ve anne her zaman sevdiğine kaçan gönül karşısında emeğe saygıyı, hürmeti ve vicdani bir bakışı simgeler yeniden
olağanüstü güzel yüreğiniz ve aydınlık ruhunuzunu tesiriyle işlenmiş bu güzel dizeleri tebrik ediyor paylaşım için teşekkür ediyorum.. sevgiler saygıllar
iğde kokardı akşamları hangi balkona gönlüm kaçsa annem anlardı
İlla gideriz değil mi çocukluğumuzun pembe düşlerine... Belki de en saf en temiz ve en güzel anılardır çocukluk düşleri... Sizinde çocuk düşleriniz çok güzel olmuş... Yüreğinize sağlık Sevgili Şair... Kaleminiz daim olsun... Saygılarımla...
Ah o anneli günler, Yürekleriyle sevinirken Gözleriyle belalardan esirgerdiler. Sevdiklerini de en az Senin kadar severdiler. İğde kokulu yerler Onlarla güzelleşirdiler!
Çok güzel ve sıcacık dizelerdi... Tebrik eder, sevgiler, saygılar sunarım.
* * * göklerden sevda yağar en çok bana damlardı annem öyle kurnazdı ki ne zaman suya düşsem anlardı
karşı balkon kızına serenat yapardım ispanyol gitarımla dudakları kanardı
o zamanlar erken açardı zambaklar düşler düşer göklerden en çok bana damlardı
iğde kokardı akşamları hangi balkona gönlüm kaçsa annem anlardı
İğdenin kokusuna bayılırım, anneler anlar, her hareketimiz ona, iğdenin kokusu gibi keskin, mis gibi kokar.. ah o analar neler çeker elimizden hem de neler.. yüreğinize sağlık Celâl bey, gönülden kutlarım iğde kokulu şiirinizi, sevgiyle,sağlıkla iğde kokularıyla kalınız şimdi bahar nasılsa..
Şiir ve dostluk adına sevgiler, saygılarımla
* * *
dağ gülü tarafından 5/23/2009 3:18:41 AM zamanında düzenlenmiştir.
kardanadam senle hala yarıstamıyız merak ediyorum, doğaysa doğa ama sanatcıların tasviri derler ya yagmuru nasıl anlatırsın deseler ilk danısacagım sen olurdun emin ol..
o zamanlar erken açardı zambaklar düşler düşer göklerden en çok bana damlardı .... Sevgili dostum harika dizeler. Çok hoş. Gençliği haırlatıyor. İltifat değil di dediklerim. Çok hoş ve çok beğendim. Saygılar.
iğde kokardı akşamları hangi balkona gönlüm kaçsa annem anlardı celal abim bitim bu dizelere ne kadar hoş ve iğde kokusunu his etim çok güzel kutlarım kutlarım yüreğinize saglık kaleminiz varolsun saygılarımla zaralıcan
eh sizde çok belli ediyorsunuz yahu:)) bende anneyim ama kızım hiç belli etmiyor inanın:)))) yoksa ben anlayışsızmıyım..? muhteşemdi üstad, varol sen...sevgilerimle...
Öyle güzel ki anlatım iğde kokusunu aldım şiirden... Karşı balkondan bakışan iki genç aşık, gitar ve gülümseyen bir anne canlandı gözümde... Çok romantik bir şiirdi... Kutlarım çok sevgimle...
göklerden sevda yağar en çok bana damlardı annem öyle kurnazdı ki ne zaman suya düşsem anlardı
karşı balkon kızına serenat yapardım ispanyol gitarımla dudakları kanardı
o zamanlar erken açardı zambaklar düşler düşer göklerden en çok bana damlardı
iğde kokardı akşamları hangi balkona gönlüm kaçsa annem anlardı
ne diyeyim dost............ inanın sizi okumak çok keyifli.............. harika bir anlatım daha........... şiirdi,okudum ,tebessümle gidiyorum.............. gönül dolusu tebrikler bırakarak......... var olasınız............
İlk gençliğin o bir daha bulunmaz duygulanma biçimini ne güzel somutlamışsınız ağabey... Bu dizeler gerçek bir şiir ki,içimi bir coşku,nostaljiyle doldurdu ve bugün taşıdığım hüznü ifade etme imkanı verdi bana... Hani derler ya ağabey,"fevkaladenin fevkinde" diye,işte öyle... Var olasın... Sevgilerimle...
iğde kokardı akşamları hangi balkona gönlüm kaçsa annem anlardı
üstadım yaramı deştin. nerde o iğde çiçeğinin, hanımeli çiçeğinin kokuları. gömleğimizi akşamdan üzerlerine koyar kokusu üzerine sinsin diye sabaha kadar bırakırdık ah o kokular nerde şimdi.ne iğde var nede hanım eli çiçeği,marmaris,köyceğiz tarafına gidersek gökovadan itibaren çiçek zamanı narenciye ağaçlarının kokusu var, onun dışında elimizde ne varki, 50 kişilik sınıfa girip sorsak iğdeyi acaba kaç öğrenci biliyor,tahminim hiç birisi.köyden gelen çocuklar hariç,üstadım aslında çok güzel bir konuya parmak basmışsınız..üstadım teknoloji var olsun, sayesinde ne seranat kaldı nede aylarca kızların peşinde koşmak kaldı.şimdi bir alo yada mesaj tamam,üstadım eskiden her şey çok çok güzelmiş.teşekkür ederim.
Hikmet Özkul tarafından 5/22/2009 9:36:56 PM zamanında düzenlenmiştir.
iğde kokardı akşamları hangi balkona gönlüm kaçsa annem anlardı ....................................... ahh anneler görmese bile yürekleri hisseder.ya bizler için ne demişler ''en son babalar duyar''...kutluyorum sevimli şiirini.
:) Amma öpücük atıyormuş karşı balkon efendim anladık mısralarda.Usta'ya da usta demek bize düşmez ya ,bir selam bırakalım şiir otağına. İlk sağanaklar geçti ya son yağmurlar bunlar şiir tadında... saygılar
anneler anlar,evlatlarının nefesinden,gözlerinden yüreğinden, sevdasından....hiç gözlerinden bişey kaçmaz.bir anne olarak şiiri okuyunca çocuklarım geçti gözümün önünden.hep anlıyoruz ama bir yanımız sağır olmak zorunda onları anlamak adına...
SAYGILAR...