ERGUVAN YALNIZLIKLARI
Kanayarak geçti kırlangıçlar
Yorucu bir hayatın kanatlarından... * Sanki bir şehri terkediyordum Bir ölü yağmur uğurladı beni Yakamoz çiçeğinin sokak başında -güle güle git- dedi -özleyeceğim- Ey ömrümün hazin günleri Hatırladıkça sizi Paslı bir keman gibi ...titreyeceğim... * gitmeye başladım... Duvarları çöpe taşıdım . Tavanları kör kuyulara... Geçtiğim sokakları ateşe , Kırlangıçları bulutlara attım... * üşüdüm sonra ... Hatıralar odasında, uykuya yattım. Uyandığımda yüzyılı beş geçiyordu... * Bir Şubat anısı taş oluyordu Kasımpatılı bahçenin yanında Durdum...yorgundum...kuzeye yöneldim Bir kadın uzun salonda koşturuyordu Ellerinde liseli kitaplarımla Gözlerini gözlerime tuttu Parçaladı hatıraları * Azalan alyuvarlarım ve Bütün sevdiklerim Beni unuttu * Siyah gülleri siyah geceye serdim Yüreğimi çıkardım yüreğimden Şahmerana verdim... * Balkonda kahvaltıyı selamlayan çiçekler AKşamsefalarını artık görmeyecekler * Nuhun gemisine koştum Mahşerimin hikayesini yazmaya Yarım kalan vedaları uğurladım Trenlere mor bir duman giydirdim Ey hüzün yıllarımın mahşer gülleri Size Şahmerandan selam getirdim... * Dar bir sokaktan çıktım...dar bir sokağa geldim Bir duvara oturdum Gözlerimin takıldığı balkonda Birmasa üç sandalye Leylakların ağladığı bahçede Fotoğraflar yapıştırılmış bir çocuk yüzü pencerede... * Yüreğimden bir şarjör sesi duydum * Yıllar sonra Erguvan yalnızlıklarında kayboldum... *** Ayşegül Aşkım Karagöz (Rüzgar çanları) |