İşte böyle
Uzaktan bir rüzgâr getirmiş seni
Bitap yüreğinin aşk motifli yırtık heybesinde Ne tebessümün, ne ferahlığın benziyor Bildik esintilerin muamma renklerine… Mavi; yaşanmamış bir keşke, Haylaz fırtınanın ayak izi, Çarnaçar ardından bakılan… Yılgı; Toz duman sükût geriye kalan, uzaklaşırken nefes nefese zaman… Hayal; gözlerindeki ölçüsüz ışıltının diğer adı, Kafdağı, Zümrüdüanka, kuyruklu yıldız, Dost sandığımız şimal rüzgârı Gündoğumundan önce uçan peri kızları… Bir varmış bir yokmuş çocukluğum; çöllerinde umutlarımı unuttuğum, kekremsi burukluğum … Nabız atışların savruk, bakışların ürkek, Kararsız gülüşlerin, Nefeslerin cilveli çömezce erteleyeceksin Kulağında fısıltılarını arayan o aşina melodileri… Yağmur damlasından buse koparacak kadar çapkın yüreğim, telaşlı bulutların ellerini öpmeye kıyamayacak kadar öksüz aşkım, sensiz, mecalsiz sözlerim… İşte böyle… Yırtık perdenin aralığından süzülen ay ışığı Kıskanmaların en zirvesinde, Kahırla peşinden koşuyor şimdi Sana anlattığım bu esrarengiz masalın unutulmuş harabelerinde, nefesi yitik, fersiz izlerinde… |
Bitap yüreğinin
aşk motifli yırtık heybesinde
Ne tebessümün, ne ferahlığın benziyor
Bildik esintilerin muamma renklerine…
O BİLDİK ESİNTİLERİN MUAMMA RENKLERİNE BENZEMİYORSA SAKLA...
İYİ SAKLA KALEMİNİN YÜREĞİNİN UCUNDAKİ İNSAN YANINDA ŞAİR...
YOKSA HERŞEY O KADAR ÇABUK SIRADANLAŞIYOR Kİ..
İŞTE BÖYLE...
SEVGİYLE...