ANADOLU İNSANIM
Anadolu insanım; içtenli, duygulu,
Altın kalbi aşk ve sevgiyle dolu. Yıllar önce gurbete çıktı, Yanında bir yatak, bir yorgan, Bir çatal, bir de kaşıktı… Yıllarca bodrumlarda yattı, Çilesinin üzerine çile attı. Aç, susuz ve uykusuz kaldı, Sabrını derdinin üzerine saldı. Şehirde patronu iş verdi, aş verdi, Onun helalinden çalışmaktı derdi. Anadolu insanım bu duruma çok sevindi, Sahipsiz sokaklar artık senin biricik evindi. Çocuklarına para pul yolladı, Ailesini uzaktan da olsa kolladı. Şehirde su, ekmek bulamadı, Karnını dizlerine çekerek aç, susuz kaldı, Barınmak için umudunu uzaklara saldı. Günlerce, haftalarca yıkanamadı, Bu durumda kimseyi asla kınamadı. Gece üçlere kadar, hurda topladı, Rızkı için tümsekten tümseğe hopladı. O; çalıştı, patronu büyüdükçe büyüdü, Emektar işçi ise küçüldükçe küçüldü. İşçi alın teri sildi, göz nuru döktü, Patronu işçinin ömrünü söktü. Yıllarca sevdiklerine hasret kaldı, Patronu işçinin emeğini çaldı. Çocukları ve karısı çok uzaktı, Sigarasını sessizce yaktı, Dumanları ise gözlerini yaktı. Patron: “Ben sana iş, aş verdim” dedi, Verdiği işi başına kaktı, İşçi ise boynunu büküp yere baktı. Patronu: “Aç mısın evladım?” “Susuz musun yavrum?” Dedi. Çilekeş işçi: “Aç ve susuzum” diyemedi. Tükrüğünü yutkunarak, Mahcup bir lisanı hâl ile: “Abi ben tokum, az önce yedim, Abi, su da istemem sağol” dedi. Açlığını ve susuzluğunu gizledi. Bu duruma hasret yüklü yüreği sızladı. Bir bardak suyun, bir tabak yemeğin, Başına kakılmasını istemedi, Ben; “açım, susuzum” diyemedi. Bir yutkundu, bir nefes aldı, Şehrin derinliklerine daldı… Kalbinden dedi ki “Rızkı veren Allah’tır, Çalışmak benden, rızk ise Allah’tandır” Büyüklenmeden çalıştı, çabaladı, didindi, Şehrin sokaklarını, kendine arkadaş edindi. Tırnakları yere bastı ve yine bastı, Kendini sabrın kucağına bıraktı. Şehirden bir avuç toprak satın aldı, Parmağını oraya çiviledi ve çiviledi, “Tevekkeltü Alellah” dedikçe dedi. İşçiyi buradan söküp atmak gerek dediler, Halatla kollarından, ayaklarından çektiler, O, yerinden hiç ama hiç oynamadı, Onların hile ve tuzaklarına aldanmadı. Derken bir avuç toprak daha satın aldı, Ayakları sağlamlaştı, çiviler çoğaldı. Başını sokacak bir delik buldu, Bu, onun için en doğru yoldu. Günlerce aç ve susuz kaldı Ve o delikten bir nefes saldı, Sağa, sola, dünyaya baktı, Umut ışığını oracıkta yaktı. Güneş ışınları, ona göz kırpıyordu, Hem de neşe ile gülümsüyordu. Şehrin en gözde yerini kaptı, Derken oraya bir göz ev yaptı. Çoluğunu çocuğunu getirdi oraya, Kendisi çıktı, helâl iş bulmaya, Kibirlenmedi, umutsuzluğa bürünmedi, “Ne iş olursa yaparım” dedi. Kolay, zor iş demedi, Herkese çalıştı, ter döktü, Feleğin çivisini orada söktü. Yorgunluk ve bitkinlikten, Sofranın başında uyuya kaldı, Çektiklerini düşünüp maziye daldı. Tahtalar yatak, ağaçlar yastıktı, Yediği kuru ekmek, içtiği katıktı. Akrabaları çalışmaya geldi, Onlara ekmek, su, iş verdi. Derken iki, üç, beş, yirmi beş… Boydan boya bir mahalle oldu, Sahipsiz sokaklar sevenleriyle doldu. Dükkânlar, fırınlar, mağazalar açıldı, Fabrikalara, iş yerlerine işçiler seçildi. Mobilyalar dizildi, demirler kesildi, Dükkanlara çalışma levhaları asıldı. Her taraf, iş sahası oldu boydan boya, Bu sabrın meyvesini herkes duya. Eski patronlar, hâl hatır sormaz oldu, Sermayeleri, günden güne yok oldu. Bayramlar, düğünler, nişanlar çoğaldı, Anadolu insanının yaptığı her iş doğaldı. Şehirde dostluk ve kardeşlik pekişti, Haset insanlar ise aralarında çekişti. Kardeşlik varoşlarda, sevgi yumağı oldu, Bu durumda düşmanın beti benzi soldu. Yıllar önce misafir olmak imkânsızdı, Emektar işçiler, sokaklarda dermansızdı. Şimdi senin en yakınların şehrin sahibi oldu, Şehrin sahipsiz sokakları dostlarıyla doldu. Şimdi köy de senin, kasaba da şehir de Artık mutlusun sen her yerde. Sen, hem köylüsün hem de efendi, Senin azmin, kibirli insanları yendi. Sen artık ekmek de uçak da yaparsın, Helal rızkına sermayeni katarsın. Mutlu bir yuvan var, çok yakınında, Dertlerine derman olursun yanlarında. Iraklar yakına, tutsaklar hürriyete kavuştu, Anadolu insanı kimliğine sahip çıktı, coştu. Şehrin varoşları, sevgisini hiç esirgemedi, Onları patronları gibi dışlayıp geri çevirmedi. Sahipsiz sokaklar, gariban işçilerini patron etti, Anadolu insanını bağrına basıp daima mutlu etti… 18.07.2007 İstanbul |
Ekmek de yaparsın, uçakta…
Mutlu bir yuvan var, çok yakınında.
Iraklar yakına, tutsaklar hürriyete kavuştu.
Kendi kimliğine sahip çıktı,
Şehrin varoşları, sevgisini hiç esirgemedi,
Onları patronları gibi hiç dışlamadı.
İşçileri patron etti, sahipsiz sokaklar,
Anadolu insanım sen çok yaşa…
bizi bizim gibi anlatmışsınız üstad muhabbetlerimle........