Söz bitti...
biliyorum
ben ne kadar suskun kalsamda içime atsamda soyleyemediklerimi ve sen giderken kal demesemde bir gün geri geleceksin belki teninde bir yabancının parmak izleriyle belki gözlerinde baska öpüşler aklında başkasının kafiyeleri dudaklarında büyük okyanusların tuzu elinde başkasının eli ama biliyorum bir gün mutlaka geleceksin hiç vazgeçmeden unutmadan beni belkide o kadar isteyipte unutamadan yine bana gelip seni tutmamı bekleyeceksin aylardır yaptığın gibi sonraki aylarda yapacağın gibi başka sevdaların seyrinde olsan bile, aklın benim gözlerimde... gözlerim, baktığın yerde değilse eger ben olmamın ne anlamı kalıyor özlediğin aramasını beklediğin, aramadığı icin canının yandığı... nefes alamadığın, her gece yalnız başını yastığa koymaktan... ben diye karanlığın icinde nefes nefese kaldığın ben değilim diye değil seni arıyamadım diye bana küfretmelerin belki de isyankarlığına en geçerli açıklamaların benim yokluğum... varlığım azaldıkça içinde durmadan yüzüne kapattığın benim telefonlarım ne kadar basitti değil mi? peynir ekmek gibi bir ses vermek biraz sevgi biraz özen biraz ben kokusu biraz sensiz kalmanın acılı tortusu boğazıma takılan... ne kadar basitti degil mi? ucuz bir aşkı sıradan bir kaç saate paylaştırıp sonra elimize alıp patlamış mısır dolu tabakları karşısına geçip izlemek ve yaklaştığında seni öpme zamanı gozlerinin içine bakıp gülümsemek ve öperken seni başka tanrının çocukları gibi başka bir cennetin bahçesinde açmak gözleri... dediğin gibi birbirimize yetemeyecek kadar azdık biz ne sana yetiyordu nefesim nede sen bana açabiliyordun bütün pencerelerini ve bitmeyecek kadar fazlaydı sabrımız baştan bir kayba meyilli mazeretlerden bağımsız söz biterken içimizdeki senin acıyan yüreğin benim kanamalarımın bir türlü durmayışı senin hüznünden ısırıp dudaklarını içine saldığın gözyaşların benim bir türlü ağlayamadığım için olur olmaz herseye kahkahalarım söz bitti bu olan biten eski siyah beyaz bir filmi renklendirip, üstüne ses ekleyip yeniden vizyona çıkarma çabalarım aslında dokunmak istediğim senin incecik dudakların iç çekip durduğum dokunabilecek kadar uzun olmadığı için değil kollarım yeteri kadar kalmayan zamanım... söz bitti aklımdan geçen pembe ojeleriyle salınıp duran bir kadının kollarında kapamak gözlerimi tadını çıkartıp biten bir ömrün umursamazlığının... |
belki gözlerinde baska öpüşler
aklında başkasının kafiyeleri
dudaklarında büyük okyanusların tuzu
elinde başkasının eli
ama biliyorum
bir gün mutlaka geleceksin
peki ya siz bekleyen olacakmısnız o günki gibi...bence gelmesin gözlerinde başka gölgeler düştüyse.. gelmesin...biraz onurlu olmak düşer belkide...
papatyalar yüreğinize