RUBAİLER
İnle artık ey şafak, korsuz zamanlar yandı bak
Gözlerim hep yığdı cevher, zor zamanlar dondu bak Aşka gelsin akşamım, neyden mâtemler çıkmasın Kalbe artık şevkle, bülbüllerle güller kondu bak ( fâ i lâ tün / fâ i lâ tün / fâ i lâ tün / fâ i lün / ) Yaktım hemen közümle, yürek yüklü şiirler Hüzzamlarım duruldu, uçup gitti zehirler Gül neylerim çağırdı, sükût şarkısı birden Meltemlerim çoğaldı, beyazlandı şehirler ( mef û lü / fâ i lâ tü / me fâ î lü / fe û lün / ) Çağlıyorken kor sabahlar, güllerim kor raksta hep Bahçelerden meşk sızarken, bülbülüm nur raksta hep Ağlıyor deryam, yanar harmanlarım, aşk bulmuşum Damlalar cevher olurken, gözlerim zor raksta hep ( fâ i lâ tün / fâ i lâ tün / fâ i lâ tün / fâ i lün / ) Ağıt bitsin gönül, vuslat tutuşsun nur yüreklerde Elem bitsin gönül, maksat tutuşsun nur çiçeklerde Ezilsin katranın zor dengi, yansın mevsimim korla Zehir dinsin gönül, köşkler tutuşsun nur dileklerde ( me fâ î lün / me fâ î lün / me fâ î lün / me fâ î lün / ) Bir dilek titrer zamansız, dilde közler gülşeni Bir hayat titrer dumansız, kışta yazlar gülşeni Irmağım çağlar köpüksüz, neylerim nur yağdırır Kor yürek bir kasra dönmüş, şevkle gözler gülşeni ( fâ i lâ tün / fâ i lâ tün / fâ i lâ tün / fâ i lün / ) |