menfisarıp sarmalamışken koca bir şehri içimde bomboş sokaklarımda voltalarım ayaz vurur gecelerime cemresiz baharların suskunluğu dilimde mevsimlik çiçekler kadar köksüz bir o kadar da öksüzdü sevinçlerim yüz sürdüğüm tüm yüzlerin iz düşümünde her bir çizgim kaç çatal dilli yar sızdı gözlerimden cennetime iliklerime kadar ben olurken astım hep hüznü kirpiklerime oyuk oyuk yüreğim dipsiz uçurumlar gibiyim göz alabildiğine derin kumu çekilmiş denizler kadar kıyısız ellerim lodos vurmuş evsiz çatılarıma kayıp şimdi tüm düşlerim ve artık lisansız bir dilde hep aynı şeyi söylerim üşüyorum! Gülay Bulut |
Gelen de kıyısızlığa gelebilmelidir, değil mi?
Enfesti.