Babam Uyan Artık
BABAM, UYAN ARTIK...
Bir Temmuz sıcağında dertleşmiştik seninle Sen, uzandığın kanepede ve ben taburede Yirmili yaşları sürerken, son günlerinde Bilemezdim ömrünün ereceğini, bir gün nihayete Biliyorum yaşam çok kısa, ağlamaklı Ve sen, bir daha oturamamacasına Bir daha uzun kış gecelerinde dertleşememecesine Ayrıldık, Ağustos ayının dokuzunda, kahramanı belli filmi izlercesine Uyudun, uyanmamacasına ve bana kalan Şu dünyanın üzerime gelen, yığılan bakiyesi Sen olsan yüreklice püskürtürdük Uyan babam, uyan sırdaşım, kalmasın bana kahır Artık bana kim anlatacak Kim, bilmem nerelerdeki Mescid-i Aksa’yı Evrenin öbür ucunu ansiklopedilerden mi öğreneceğim Gözlerimin feri tükendi, oysa Oysa seninle hatim ettim ekinimi Gecelerce uykusuzluğuma yanmıyorum Söylenişlerime geceler sonunda aldığım nice cevaplarıma Babam, uyan artık, biricik arkadaşım, artık uyan Kahır yükleme ve bak minareden yükselen ezan sesine Uyan artık babam, artık uyan yüce atam, uyan... (Bu şiir, sıcak bir yaz gününde yitirdiğim babam için) - 13.02.07 - Mustafa Gökçek |