İSTANBUL'UN MENDİLİ
Solmuş, kararmış İstanbul’un mendili.
Hep ağlıyor yorgunluğu. Uçuşur olmuş geceleri martılar. Ne desin bu çığlığa İstanbul’un mendili. Boğaza baktım yeniden. Bir hırçın gider olmuş vapurları. Vapurlarda bulamadım oynaşan çocukları. Sessizliği bıçak açmıyor ağızlardan İstanbul dün ölmüş gibi. Çamur, sis yoğrulmuş yüreğine. Saklanmış sırtına kamburları. İstanbul ağlıyor. Sıksan hep ağlayacak İstanbul’un mendili. Adalara baktım.Sinmişler göremedim. Zambaklar yok konduların dibinde. Kara bir köpek uzanmış kaldırımların birine Isıracak gibi İstanbul’u Ne cumbalı evler,ne tahta pancurlu pencereler. Ne de parke yollar. Ne bir selam kalmış gelip geçende. Bitmeyen koşturmaca. Beton dikme yarışında İstanbul. Piknik yaptığımız yerler bile Sevimsiz kule. Bayramlar da gitmiş İstanbul’dan Susmuş bekçilerin düdükleri. Çeşme başında bekleşen kızlar Yanlarından voltalayan gençler Hiç gelmemişler bu şehre. İstanbul’dan gidemeyen bir mendili kalmış. Politikacıların ağzında İstanbul’un kirli mendili ...Orhan Semiz... |
yüreğinize sağlık...kutlarım ...saygılar.....