Seni Bekliyorum
Tam yarısından böldüğümüz geceler vardı ya
Saniyeler amansızca yarışırdı kendisiyle Şafakla arası bir ömür kadardı ya Yürek atışları başlardı Hatırlar mısın bir müziğin oynak sesiyle. Hayaller dizilirdi sıra sıra önümüze El uzatırdık tutamazdık Camdan denizler girerdi aramıza El uzatırdık Bir türlü tutuşamazdık Olsun derdik de mutluluğumuzu yarınlara hapsederdik Gülerdik, oynardık, koşardık Bazen bir ağacın altına uzanır bulutları seyrederdik Bazen bir sahile sofra kurup Ellerimizden sıcak çaylar içerdik Bir dalga gelirdi ya hani Bir türlü ıslatamazdı ayaklarını Bir meltem borayı okşardı Saçların dağılırdı Her gece yarısı hatırlar mısın En parlak yıldızlar gözlerimize koşardı Gülümsemek nasıl yakışırdı dudaklarına Gözlerin kahkahalar atardı Bazen gecenin mavisi yansırdı yüzüne Bazen pembeler gezinirdi yanaklarında Sessizliği gözlerime takıp en kalın sensizlik mercekleriyle Uzak diyarların uzak kokularını okşardım… Yere düşen her yaprak beni götürüyor şimdi Yoksun ya hani Gelmedin ya, gelemedin ya Ben o yapraklardayım şimdi Seni bekliyorum. |
Hani bir film vardı ya... Ağaçların yaprakları adedince ömrünün olduğuna inanan genç kız, sonbaharda sararan son yaprağın düşmesini bekliyordu ve onun ölmesine razı olamayan sevgilisi, o son sapsarı yaprağı iple ağaca bağlamıştı, asla düşmesin, düşemesin diye.
Onun gibi... Her açan çiçekle ya da düşen yaprakla toprağa yaklaşmaktayız.
Kutluyorum...