Çöl gibi kısırlaşmış suratlar..
Sokak bekler, içine en kuytuları alır, saklar..
Balat da bir yalan vurur karaya. Haliç�in gözleri kapanır, kokusundan çekinir. Esmer, zayıf çocuklar koşar sokaklarında İstanbul�un... İlk kez görüyorsan, doğunun varoş bir köyünde sanırsın kendini. Yine de caddelerde koştururlar atlarını çerçiler.. Peşine onca otomobili takar bir at, yorulmuştur, bezmiştir canından.. Gözünü kapatsan, nal sesi içinde, dağların kokusu gelir burnuna. Egzoz dumanı değse tenlerine, ısındıklarını sanır, yoğun trafik kıskacında kağıt mendil satan çocuklar.. Her gün, her saat, her dakika ve an, tanımadığı insanların önüne çırılçıplak uzanır İstanbul.. Orospu gülüşler büyütür Galata da, Çamlıca da, Beyoğlu�n da.. Ağrı gibidir İstanbul, adımını attıkça canını yakar.. |