Buhranlarımdan hezimetler doğuyor, ne komik-4 Haziran 2009
Geleceğin varsa, göreceğinde olur.
Nedeni bilinmez, bu hep böyledir, sadece olur. Birileri ol dedi diye olmadı mı bu dünya? Bir elmanın marifetiyle mi üredik.. Bu kadar basit mi? Yani şimdi Bizler kovulanların barınağında mıyız? Hepimiz birer kovulmuş insan dölümü müyüz? İnandırıcı mı bunlar, yanıtı evet ki inanmışız.. Neyse, bunları yok yere anlatmadım.. Korkmak için sebebin hep olsun, Bu kadar yalanın katılıp kitap yapıldığı, peşine inanıldığı topraklarda elbette korkulmalı. Ama sevişmeyi merak etmenin anlamı yok. Sevişmek sevsen de, sevmesen de hep aynıdır. Bildiğimden söylüyorum bunu... Yalnızlığı adam yerine koymak da gereksiz.. Çünkü her şey iki kelimenin sonucu, yokum, varım... İstersen hiç yalnız olmazsın. Velhasıl büyüyen içteki ses, küçülen beden... Yabancı bir şehrin sokaklarında yürümek de güzelliktir seviyorsan yürümeyi. Selam vermeden de geçebilirsin sokak ortasında oturanlara, umurlarında da olmaz zaten. Başından beri oyun olan bir hayatın içinde, hangimiz oyuncu değiliz ki.. Bir düğünde fazladan iki göbek atsan ya da hiç kalkmayıp yerinden tüm gece surat assan ne çıkar.. Kaybolduğun kendin değil, içli bir sesin kötü parmak izleri. Boğazına yumulan, orada düğümlenen, bir kadının iç sesi... Ve bir şarkıda hüzünlenebilenlerin, oturup o şarkı için yazı yazabilenlerin iç rengi hep koyu.. |