Dokun Furkan Bebeğe
Dokun Furkan Bebeğe
Sekte yemiş bir yaşam kesintili düşlerin Buz tutmasın, donmasın eğreti gülüşlerin! Her yokuş bitiminde düze adım atacak Her gecenin sonunda yepyeni gün doğacak! Tut ucundan yaşamı değil dünyanın sonu Dokun Furkan bebeğe, yarınından öp O’nu! Kim bilir kaç düşün var zenginleşme yönünde Engel gibi duruyor çocuğunun önünde! Bil ki güzel yarınlar umut gökten ağacak O masum yavrucağın gülüşünden doğacak! Özlemlerin kırılmış umutların bir bebek Yaşayarak gör bunu boşa gider mi emek? Çırpınıyor Yavrucak Şirin çocukluk aşkı sevdiğiyle evlendi Hem serveti, hem aşkı günden güne devlendi.. Dilinden düşmüyordu Fatih’inin övgüsü Ne yere, ne de göğe sığmıyordu sevgisi! Aradan çok geçmeden Şirin hamile kaldı Hemen bir bilet alıp Avrupa’ya yol aldı! Güzel yavruyu sanki acılarla yoğurmuş! Babasının doğduğu hastanede doğurmuş! Baba bir psikolog anne uzman danışman Düşler kırık perişan aşkından olmuş pişman! Durmadan çalışıyor hem anne hem de baba Çırpınıyor yavrucak boşuna bütün çaba.. Furkan Anne Özlüyor Henüz izni dolmadan hemen ilân verildi Bin bir çeşit seçenek ayağına serildi! Para ile değil mi hemen tutup bir dadı Eşi ile işine kendisini adadı! Anne işin derdinde, bebek anne özlüyor Bir yudum sevgi için akşama yol gözlüyor! Özlem bir çığlık olmuş yırtıyor şu semayı! Çocuk seni istiyor sen tıkıştır mamayı! Annesini özlüyor biraz ilgi bekliyor Daha küçücük yavru sadece emekliyor! Yumuşacık dokunup sev O’nu usul usul Mutluluk verecektir bundaki huzuru bul! Eş Gitti, Yavru Kaldı Bakıcı gitti gider anne işi başında Furkan bebek küçücük henüz kucak yaşında. Çantalar kucağında eve iş getiriyor İhmal etmek yavruyu sevgiyi bitiriyor! Eve iş taşımaktan boş kalmıyor kucağı Unutur gibi olmuş o masum yavrucağı! Canını acıtıyor yeni çıkan dişleri Fark etmiyor Şirine öyle çok ki işleri! Yavrusunu unutup işe başlamış hemen Oluyormuş arkadaş bu kadar olmaz demen! Kendi egosu için hem sevdi hem sevişti Eş gitti yavru kaldı şimdi işler değişti.. Tut Oğlunun Elinden Her şeyi unutturmuş küçük yavruyu bile.. Mutluluk zehir olmuş şimdi çekiyor çile. Lüks villada bir yaşam, boğaza manzaralı İnsan hep aynı kalmaz şimdi yürek yaralı! Servetinin içine fark etmeden kim bilir Bir yoksulun hakkı da karışmış olabilir! Deme bunlar başıma neden geliyor, niçin? Oysa sen yaşıyordun eşin sevgisi için! Bir gerçek arıyorsan geri dön yuvana bak Kararmaya yüz tutmuş ateşi yeniden yak! Geçmişi kurcalama yeniden doğ külünden Tek sevgilin o bebek tut oğlunun elinden! Çocuğun Olmasaydı... Belki ilgin artacak o masum yavrucağa İki kişilik sevip basacaksın kucağa.. Çocuğun olmasaydı ne çareler arardın, Dilek ağaçlarına çaput bile bağlardın! Yoksulları doyurup sadaka verecektin, Adaklar adayacak hekimler görecektin.. Şimdi varken çocuğun sımsıkı sarıl O’na Sevgini esirgeme varmadan kötü sona! Birkaç gün kaçamağın bak nelere mal oldu Yeni açmış bir güldü yavru sararıp soldu! İşleri karıştırmış bunu gören yaradan Koca yeni dost bulmuş çok geçmeden aradan! Fatih Fırsat Kollamış Anne Furkan Bebeği Avrupa’da doğurmuş Çok seven kişi bile ayrılıktan soğurmuş! İyi fırsat vermişsin Avrupa’ya gidince Öfke ile dolmuşsun durumu fark edince.. Onca yıllık aşkını hemen o anda silmiş Kısacık ayrılığı bulunmaz fırsat bilmiş! Özgür gezip dolaşmış sen ülkene varmadan Yeni aşkını sarmış yavrusunu sarmadan! İhanet karşısında neredeyse çıldırmış Oğlu ve kendi için Şirine baş kaldırmış! Yaşam çekilmez olmuş karabasana dönmüş Aşkının ateşi de işte o anda sönmüş! İşler Sarpa Sarınca Eşin ihanetini büyüklere duyurmuş Hemen boşanma açıp evini de ayırmış! Olanı hoş görerek gururunu yıkmışlar Ortak şirketler için derhal karşı çıkmışlar! İhanetçi kocaya haksızsın denilmemiş Şirine’yse dik durmuş onlara yenilmemiş! Hiç deme ki başıma bunlar neden geliyor? Yavrunun çığlıkları yürekleri deliyor! Önce mal, mülk diyerek olmaz düşlere daldın O küçük yavrucaktan azıcık sevgi çaldın! Anlamış güzel anne işler sarpa sarınca, Yavruya kucak açmış bu noktaya varınca! Yavruna mı, Kocana mı üzüldün? Furkan Bebeğin ile şimdi mutlu bir dulsun Artık bugünden sonra iyilik seni bulsun! Arabalar, villalar, para getiren bir iş.. Hizmetçiler, uşaklar hem çok sevdiği bir eş. Üzüntü yavrusu mu kaybetmek mi kocayı? Yıkılan bir yuva mı gördük uzman hocayı! Üç kuruşun ucundan çok da sıkı tutmuştun Asıl servet bebekti sen bunu unutmuştun! Egonu doyum için tüm bunlara değer mi? Dadıyla barışık mı aç mı, mamayı yer mi? Üzülüp dövünüyor gözü yaşlı bir anne Bir yaşam sürüyordu ihtişamlı, şahane.. Tedbir Çok Belâ Savar! Her işte hayır vardır ademoğlu şaşırma, Burda olduğu gibi sen de sabır taşırma! İyi oku güzelim Furkan’ın şiirine İnan seni severim, esin oldun Şirine! Sözlerimi unutma tedbir çok belâ savar Bu öykünün içinde belki başkası da var! Artık bundan öteye tek aşkın yavrun olsun Yavrusuna sarılmış sevinçli bir çift kolsun! Hiçbir şeye değişme sana muhtaç oğlunu Diren zorlu olsa da, bu aşkın mutlu sonu! Sen sevgi gösterdikçe yağmur gibi yağacak Senin için mutluluk belki gökten ağacak! Yoksa Dadı Aç Mıydı? Bir ölüye can verir kor-ateş dokunuşun İhanet karşısında aslan gibi duruşun! Acı dediğin nedir silinip gider bir gün Geriye sevgin kalır düğün bayramdır her gün! Bil ki çok uzak değil senin için mutluluk Elini uzat da gör seni sarsın kutluluk! Artık bunu hakkettin, yüreğin huzur bulsun! Mutlu ol güzel anne, gönlün neşeyle dolsun! Yavru için yaşıyor işte kutlu bir anne Direnen bir inançtır, çocuk sevmek bahane! Dadının kucağında merdivenden çıkarken Belki açtı dadıcık, sen parayı sıkarken! Merdivenlerden Düşüş Fatih hile peşinde yolsuzluk batağında Ben eğlenirim diyor, o bekler yatağında! Dadısı bayılarak merdivenden düşürmüş Gürültüye koşarak cansız yatarken görmüş.. Anne eve dönünce günlük işine dalmış Kan içinde görünce kalbini korku almış.. Furkan kırkiki saat öyle tepkisiz yatmış Henüz onbir aylıkken böyle acılar tatmış.. Şimdi haberi aldım yüreğim paramparça Sıkı tut o yüreği, hemen kırılır sırça! Vücudunda morluklar bir kolu kırık imiş Hangi zamana kadar nereye varır bu iş? Mutluluğun Sırrı Sevgi Sevginle kuşatarak O’nu sakın gözünden Nerdeyse ölüyormuş para hırsı yüzünden.. Evine iş getirme gel sen sözümü dinle Furkan Mert buna muhtaç, sarmalısın sevginle.. Mutluluğun sırrı da sevgindedir arkadaş Yüreğine basarak sev O’nu yavaş yavaş.. Beynini kemirmesin intikamlar, öfkeler.. Öyle keskin sirkeler kendi küpünü deler! Bu dost diyor ki sana yüreğini geniş tut Sen de istersen dinle, ister hazırla tabut! Affetmezsin bilirim sen, sana yapılanı Kendi zehriyle öldür içindeki yılanı! Nasıl İçime Daldın? Belki biraz öğüttür birazcık eleştiri Boşuna söylenmedi bu sözlerin hiç biri.. Sana lâzım olanı içinden seçip al kız Yüreğini karartıp bana darılma BalKız! Kendi dertlerin ile gece-gündüz inlerken Dertlere çare olup sen herkesi dinlerken.. Sıkıntıları atıp dertlere çare olur Kapına gelen kişi sende huzuru bulur! Ben de çaldım kapını çok şanslı bir günümde Mutlu pencere açtın koşar adım önümde.. Nasıl oldu bilmeden hemen içime daldın Kucakladın sevginle karasevdaya saldın! Kocanı Bırakma! Sıcak bir sevgi ile buzdağı bile erir Bir helâl lokma bile bazen mutluluk verir! Yavruna kucak açıp kocanı al yanına Bu dünya geçicidir yazık etme canına! Olan geçmişte kalsın bence her şeyi unut Sahip çıkıp yuvana kocanın elini tut! Değerini bilirsen bunlar sana son sözüm Seçimini doğru yap unutma iki gözüm! Net’te şaşkın gezerken rastladın Cumali’ye Çok hoşgörü gösterdin benim gibi deliye! Yeri gelince sana ben içimi dökerim Sabırlı yüreğinden saygı ile öperim! Cumali Cumalioğlu 21.07.2008-13:20 |