burgaçnasıl bir döngünün kurbanıydı tüm iyi niyetlerimiz kaç yıldız daha kaydıracak tutulmamış dileklerimiz ne zaman büyüdü de biz bilemedik çocuk ellerimiz ve daha ne kadar sevmek uğruna kirlenmeliyiz ? soruların cevapsız kaldığı devrilmiş cümleleriz ki altındadır tüm ezilmişliğimiz oysa ne kadar da masumdu ilk öpüşlerimiz mahcup gülücüklerle süslediğimiz yüreğimin zulasına sakladım kendimi aslına sadık kalan bir parçam daha var şimdi suretsiz simalarda dağılmışlığımda bulurum kaybolduğum tüm bilinmezliklerimi tualsiz bir eskiz yansır yüzümden ve ben çizilmiş kesin hatların kalem ucu sivrilmiş bir dilin içinize sızan en keskin soluğu kendi anaforlarınızda savrulurken aldığınız tek nefeslik bir ömrün ne zaman biteceğinin önemi yok artık farkında değilsiniz soğuk değil sizi üşüten ölmüş ruhlarınızın yaşayan bedeninizi terk edişi duyduğunuzsa meleklerin tiz sessizliği ve sen adına AŞK denilen illet şimdi tüm benliğimi terk et ! kendi girdabında boğulduğunda Gülay Bulut |
şimdi tüm benliğimi terk et !
bu mudur geriye kalan
yüreğinize sağlık
saygılar