ASİ YALNIZLIK
asi yalnızlık
bir düştü içinde yaşadığımız zaman kopuyordu kıyametler dört bir yanında dünyanın kanın barut kokusuna karıştığı bir çağda kuzuların kurtların sofrasına düştüğü zamanda sonsuz yalnızlıklar içinde düştüm sevdana gülüm yangın yerlerinden geçtim zulümler ve ölümler arasından susturulmuş yüreklerde nasırlaştırılmış sevgiler gördüm düşünmenin ve sevmenin suç sayıldığı günlerde gülüm inadına sevdim sonbahar hüzünlerini yaşamış neslin çocuklarıydık düşünmemiz yasak konuşmamız yasak daha körpecik gözlerimiz önünde yaktılar kitapları kitap okumaktan elimizde taşımaktan adını anmaktan korktuk bu korkuyla büyüdük gülüm yüreklerimizde unutturdular sevmeyi ektikleri kin ve nefret tohumlarıydı nasırlaşmış yüreklerde inadına sevdik gülüm korku ve zulüm günlerinde dik baktım hayata hep yüreğimde kavgamın ve sevdamın gücü şarapnellerle parçalanırken Bağdat’ta çocuklar ağladım sessizce çaresizce elimden bir şey gelmezdi şiir yazmaktan başka ölen çocukların cesetlerinin başında bıyıklarını buran adamlar gülüyorken Anadolu’da gazeteler manşet atıyorlar “Ebru Şallı üstsüz yakalandı” umursamazca duyarsızca işte seni böyle sevdim gülüm nasırlaşmış yüreğimde kardelenken beni unutma sakın hüzünlü sevdam yüreğimden kan sızıyorken mintanıma benim gördüklerimi sen görmedin yüreğinde duymadın bir gün gelirde gidersem boynumda çapraz mavzer beni tutma zulümlerin olduğu bir çağda yangın zamanlarından geldim son bahar hüzünlerini yaşamış neslin çocuklarıydık orada Telafer’de okullar bombalanırken yüreğim durmadan kanar sızan kan mintanıma damlar düşlerimizi yitirdik düşünmemiz yasak konuşmamız yasak her yanda bir ihbarcı içimizden geçenleri bile jurnaller yangın çağında da olsam zulümler arasında da olsam kan sızsa da şarapnellerle parçalanmış bedenimden sevdim yinede yitirdik hayallerimizi gülüşler yüzümüzden uçup gitti ne karıncayı incittim ne de bir serçeyi sapanla vurdum içimde alevler büyüyordu kan ve şiddete isyandaydım ey gülüm zorbanın suratına tükürmek için parçalanmış cesetler arasından yaralı bedenlere bir damla su vererek kuşanır mısın o gün benimle çapraz mavzer yürür müsün omuz omuza zulmün üstüne ilk kurşunda düştüğümde yere ağlamadan bana bakmadan koşar mısın Telafer’in Kerkük’ün Gazze’in sokaklarında Ağustos/2008-Mart 2009 Coşkun Mutlu / Hüznünşairi [email protected] ____________________KÜÇÜK BİR NOT_____________________________________ Bu şiir 2008`in Ağustos ayında yazılmaya başlandı, sadece birazcık düzenlemesi yapıldı. Teknik olarak eksiklikleri olabilir. Yazılma amacı Irak`ta Telafer`e okul bombalanmış onlarca Türkmen çocğu yaralı ve ölü olarak yerde yatarken gazete küçük yer almış bu görüntüler, Aynı sayfada Ebru Şallı`nın üstsüz yakalanması ise büyük bir görüntü olarak verilmişti. vicdanım sızladı. İçim kanadı. Bu dizeleri kaleme aldım. okuyan ister şiir olarak okusun ister düz yazı olarak, İster şiir olarak okusun ister bir hikaye olarak farketmez. Vicdanları sızlayan herkes okumalı bence. sumayalım artık. Vicdanımız bir gün bizi boğacak. Fildişi kulemizden çıkalım, saydam düşlerimizden arınalım, Yanıbaşımızda 1 milyondan fazla insan öldürüldü. BUna isyan edelim. ____________________LÜTFEN SUSMAYIN_______________________________ |
zorbanın suratına tükürmek için
parçalanmış cesetler arasından
yaralı bedenlere bir damla su vererek
kuşanır mısın
o gün benimle çapraz mavzer
yürür müsün
omuz omuza zulmün üstüne
ilk kurşunda düştüğümde yere
ağlamadan
bana bakmadan
koşar mısın
Telafer’in
Kerkük’ün
Gazze’in
sokaklarında
.............................
Güzel olmuş
Kutlarım