ŞAKAKLARIMDA DERVİŞ SOHBETLERİ I
Bir geceyi alıp şakkediyorum, ölüler dökülüyor içime
Issızlık kalabalıklaşıyor penceremde inzivamı bölüyor Şakaklarında taksirleri aklaşıyor çocukların, ağlıyor ninnileri Cildi Mansurlu kitaplardan masallar okuyor anneler, uykularım kaçıyor Gözlerimi teşhir ediyor bir şiir, tan yeri kızarıyor Giyotinleri biliyor her seherde sakıt sevdalar derviş Bir nihilist aynaya serenat yapıyor adamlar ve kadınlar Bütün Karunlar bir nebbaşa höyükler büyütüyor Yılları yığdıkça üst üste kırışıyor ümitler Deli Dumrullara gülümsüyor köprüler, gözlerinden insanlar akıyor Ben doğduğum güne Bir kelebek ömrü ekliyorum kırk ediyor derviş Bir sessizliği giyinip çığlıklar topluyorum sokaklardan Baharlar demlenip güz oluyor, hayat acıyor dudaklarda Saatleri ileri alıyor meczuplar, gözlerinde ashabı kehf şaşkınlığı Sırtıma gökyüzünü almayı unutuyorum Gözlerim açık kalıyor Hayat cereyan yapıyor ben şiir oluyorum derviş |
sahibini ısıran köpekler gibi vefasızlaştıkça
velilerini deli ederde alay eder iğrenç kalabalıklar!
akreple yelkovanın kavgasından sıyrılmalı bir kaç kişi
-misal-
işteyim ve buradayım! diye haykıran şair
kalabalığın sırtına kondurup baharları
yangından kurtarmalı bebekleri
göğsünde, yarılan gecelerden dökülen yıldızların ölü gülümsemesi
göğünde gözlerinin vurduğu bir yokamoz
sırtlayıp şehrin tüm kabahatlerini
uzatmalı ömrünü beyazı bol kelebeklerin
inadına umuda.. umuda.. umuda yazmalı şiirleri...
Senin gibi.. çıldırtarak kalemini Hasan Abi!