Ey hak diyordun,ben ise gelip geçiyordum!
Anlayamıyordum, bazen acaba diyordum
Kimi zaman tedirginliğimi saklayamıyordum, fakat aşikâr eylemiyordum Kimi vakit gizlice bakıyordum, tepkin nasıl olacak diye merak içinde bekliyordum Hasrettiğimiz vecdimizin kesişmediğini biliyordum niye farklı letaiflerden besleniyordum Aynı lisanı konuşuyorduk ama, fakat’ı vardı An ve vücut bulan zaman suallerimiz için bir çözüm olmadı, yıllardır gözyaşı aktı Sabır demek ki hakkiyle anlaşılamayan fırsattı, kanaat etmek ruhum için nasıl vuslattı Kırgın bir kalp, bitap olmuş bir ruh yeniden canlanırdı, umut ziyadesiyle niye hicrandı Bir ömür söyleyemedim, sabır için direndim Kim ne söylerse eyvallah demeyi gaye edindim, muhakkak ki bir hikmeti vardır dedim Nisa kimliğinde gizlenen suhuleti yıllarca bekledim, o kaygılarından arınmanı bekledim Elbet biz de gülebileceğiz bir gün diye her sancı ve elemi halde demledim, şikayetlenmedim Ahdimin takipçisiydim, taviz vermedim Fakat gerekçesiz yargılanmayı hiç beklemezdim, zanların hasmı olan bir zadeydim İtilaftan maksat nedir diye sual eylemiştim, sen ise nedense o sessizliğine bürünmüştün Şer-i delillerin hülasasında hakkı tespit ve batılı reddetmek değil mi diye tekrar etmiştim Fakat sen, hiç seslenmeden çekilmiştin Kuytu köşende sanki bir elemin içindeydin, adeta sahipsiz biriydin, ne kadar üzerdin Kendimi yıllarca mahkûm ettim, neden meram-ı halini anlayamıyorum diye söylenirdim Çünkü sen benin emanetimdin kimseye derdimi ayan edemezdim sabır içinde nefeslenirdim O an kendi kendime bir söz vermiştim Kendisi gülene kadar asla gülmeyeceğim diye kanaate eriştim, yaşamak adına üzgündüm Bahtım böyleymiş mi demeliydim, neden gerekçeleri için gayret etmemeliydim, direndim Üzülmeni nedense istemedim, mahkûm eden gözlerinden, bir ömür muhabbet beklemiştim Mustafa Cilasun |