Beni bana bıraktın sorgusuzca…Bir sabah yağmura uyandım… Usulcaydı ve de serin… Öyle kapamıştım ki gözlerimi içime düşüyordu damlacıklar… Senin şehrine de düştü mü ayazda kar… Ben her sabah nasıl olduğunu Bilmeden gözyaşlarıyla uyanıyorum… Aklımdaki tek şey sensin sadece onu biliyorum… Bazen düşünüyorum nedensiz ayrılıklar olmasa diye, O zaman belki bir parça özlemek nasıldır diye bilirdik diyorum… Oysa şimdi, içim özlem, dışım hasret, Uzaktaki sevgiliyi beklemek ne demek… Biliyor musun? Acıtan yaraları sevmek nasıl bir şey hiç düşündün mü? Her köşeyi dönünce ardına bakmak nasıl bir şey? Sevmek ve sevilmemek nasıl? Sen gidişlerinle yıkımları yarattın… Bense beklemekle sabrımın duvarlarını aştım… Gözlerime baksan hala kapıda bulacaksın… Belki diye, belki bir ayak sesine takılıp kalacaksın… Şimdi o mavi gökyüzümü hüzünlü bulutlara sardım… Ağlasa döker belki içindeki kor yangını… Gülse belki güneş açar ama yorgun gecelerden biliyorum… Sen bu şehre ve bana ihanet ettin… Köşe başlarına… Mavi gökyüzüne… Gülen ve okşanmayı beklenen her çocuk yüreğine… Sen bana ihanet ettin sorgusuzca beni bana bırakarak… |
Sen bu şehre ve bana ihanet ettin…
Köşe başlarına…
Mavi gökyüzüne…
Gülen ve okşanmayı beklenen her çocuk yüreğine…
Sen bana ihanet ettin sorgusuzca beni bana bırakarak…
güzeldi dizeler saygılar diliyorum