Kekremsi Bir Islıktır Dudağımdaki İsmin
Uyusam bin asırlık bir düşün titrek bağrında
Çok uzaklara fırlatsam şu kırılgan yüreğimi Uzansam sözcüklerin engin denizlerine hey Sızılarla göçen gönlüme yangınlarını tıksam Sensizliğe alışamayan biçare hücrelerimi Ah sırtımdaki yoksul urbalara mı saklasam Yokluğunla demlenen sevdalı bekleyişlerini Dargın korkularımın kollarına mı bıraksam Kekremsi bir ıslıktır dudağımdaki ismin Acılı günaydınlar birikir dudaklarımda Mevsimler patlıyor ağarmış şakaklarımda Say ki, zamansız açan menekşeler gibiyim Hayıflı uzaklıkların biçare sürtünmeleriyle Kendimizi sardığımız tutkunun odalarında Çoğalan bir ayrılığın yağmur damlasıyım Yasak bir ayinin belki de son sayfasıyım Bir gün siyah beyaz resimler atılınca çöpe Renkli yaşam slâytlarıyla yol alırız göçlere Lirik bir hıçkırığa karışır biçare ömrümüz Evrimsiz harabelerde isimsiz bir taş oluruz Selahattin Yetgin |