ŞİMDİ BÖYLE
Çoğunuz bilirsiniz
Karınca ile Ağustosböceği’nin hikayesini Fransız yazar La Fontaine yazmış Bu meşhur hikayeyi Sonunda tembellere vermiş dersini Lâkin gelgelelim, Şimdi söylenir olmuş, başka biçimde Duyanlar kalmış, hayretler içinde Memleket değişti ama Karınca aynı karınca Çalışır gece gündüz Etmek için rahat, kış kapıya varınca Ağustosböceği farklı Tam bir yandan çarklı Bir elinde birası Diğerinde gitarı Şarkı söyleyip Dans ederek geçirdi tüm yazı Çalışırken karınca kan ter içinde “Kışın kapıma düşersin” dedi Ağustosböceği yudumladı birasını vurdu gitarın teline söz dinlemedi Karınca devam etti çalışmaya Ne bulduysa yuvasına taşımaya Derken; geldi çattı kış Keyfine diyecek yok karıncanın Karnı tok, üstü pek Yiyecek bütün kış yeter çok mu çok Düşününce aç susuz hâlini Neşesi bir kat daha arttı Hayal etti kapısında dilenirken yaz tembelini Tutamadı kendini koyverdi kahkahayı Aklınca bir güzel yalvartacaktı Günler bu hayal ile geldiiii-geçti Nihayet karlı bir kış günü çalındı kapı Karınca ağırdan aldı gün o gündü Gelen ağustosböceği olsa gerek Yemin etmişti vermeyecekti yiyecek Yakalamıştı işte günlerdir beklediği anı Sonunda ele geçirmişti Şımarık çenesi düşük saftayı Binbir neşe ile açtı kapıyı Aman Tanrım O da ne? Gözlerine inanamadı Bir an hayal gördüğünü sandı Beklerken karşısında sürünen yalvaran bir böcek O ne ihtişam, o ne lüks karıncayı delirtecek Ağustosböceği nin sağında sarışın bir hatun, solunda esmer İkisi de birbirinden afet, güzel mi güzel Altlarında en sevdiği renk son model bir jaguar “Merhaba” der üçü birden “iyi akşamlar, iyi akşamlar” Havalı bir biçimde karıncayı selamlarlar “Paris’e gidiyoruz, alış verişe, bir isteğin var mı ordan diye sormaya geldik” Bütün neşesi kaçar karıncanın bozulur morâli Böyle mi olmalıydı çalışanın hâli Bir gariplik var yazarın hikayesinde Cevap verdi güçlükle, yutkunarak Hiçbir şey istemiyorum Paris’ den ama Bir sözüm var O La Fontaine denen adama Selam söyleyin benden onun anasına avradına Sözünü bitiremedi karınca güçlükle girdi yuvasına Kızmıştı bir kere kapıyı çarparak kapadı Kaybeder mi hakkıyla çalışan diye düşündü Bana sorarsanız eğer Mesele düşünmeye değer Aslında bir suçu yok yazarın Önceleri böyle değildi hali Dürüstçe çalışanın Ne yazık ki artık zaman; Ya köşeyi kapanların Yada su başlarını tutanların. Hüseyin Çelikten / Küçük Kurşunkalem Uyumuyor/Şiir/Liman Yayınevi-1995 |
Aslında bir suçu yok yazarın
Önceleri böyle değildi hali dürüstçe çalışanın
Ne yazık ki artık zaman ya köşeyi kapanın
Ya da su başlarını tutanların
sevgiyle şiirle sağlıcakla kal.