EY! HAYAT YOLLARA DÜŞÜR BENİ
ben bir rivayetim petunya
Gılgamış da ‘ölümsüzlük otu’ Kafdağı’nda ‘Zümrüdü Anka’ mahşerde ‘sırat köprüsü’ Nuh peygamber ‘büyük tufanda’ cennet ya da cehennem varacağın yerim inan bana. ben bir destanım menekşe geçmişten geleceğe uzanan Firdevsi’de ‘Şahname’ Homeros’da ilyada Türk’de Oğuz Kaan Kırgız’da Manas bugün varım, yarın bir ihtimal unutma beni. ben bir çileyim karanfil Roma’da Spartaküs doksanüç de Nene Hatun İstiklalde Mustafa Kemal Küba’da, Fidel Hindistan’da Gandi İsa’nın kader ortağı doğuda Kerbelâ’da Hüseyin’im duyduğun her yerde varım işit beni. ben bir seyyahım lilyum köylerin en kuytusu atların en dorusu en yağızı delikanlıların kızların en cilvelisi, istiridyede inci duvarda nem, taşta yosun elmada küf, yürekte pas mezar taşı en kuytuda sabır anahtarı her kapıda suda balık, toprakta karınca karıncanın taşıdığı kırıntı ekilmeyi bekleyen tohum bugün varım, yarın yok yollara düşür beni. ben bir şiirim gardenya sözcüklerle sevişirim ormanda yeşil denizde mavi azgın ırmakta köpük karlı tepede sis gökkuşağı yağmur sonrası ilk yağmurda toprak kokusu yürekte nakış, dilde yara düşlediğin her yerde varım ara bul beni. h/ç ** |