RÜZGARIN TÜRKÜSÜ
RÜZGARIN TÜRKÜSÜ
. bütün düşüncelerinle sarıldın parçalanıyordu yaşamın yitiriyordun değerlerini mavi gözlerini umudun aynalarda değişen yüzünü gördüm kaybettiğin kentinin sislerini yakınında karlar yağıyorken gözlerinde bir sürgünün akşam ikindisi (bir uzak ülkeymiş içinde yeşeren umut) her sabah elbette parlatıyordun ayakkabılarını düşlerinle çıkıyordun zamanın bilinmez yolculuğuna boynunda fuların aheste bir rüzgarın peşinde yudumlarken sonsuzluk içkisini küllerinden yeniden doğuyorsun bir anka kuşu gibi içinde patlayan volkanın kollarında eski bir albümdü anılar resimlerde solgun hüzün aynalarda değişiyordu yüzün camların buğusunda şiirler yazıp siliyordun buhran nöbetlerinin arasındaki dizelerde .. kelimeler düğümleniyordu birbirine boğazında hıçkırıktan kapılar bütün düşüncelerinle sarıldın parçalanıyordu düşlerin umutlarını yitiriyordun karabasan bir yalnızlığın içinde bir özlem; rüzgarın dokunuşlarında aynaların simli yalnızlığında ürperen bir beden etten ve kemikten aşktan ve sevgiden (gözlerinde gördüm bulutlara dokunan rüzgarların dönen başını) gel de şimdi hatırlama soğuk İstanbul gecesinde donduran bir rüzgarın ürpertisinde zamansız bir gerginlik düşler sıcak hüznün taşları ile döşendi sabrın yolları her sabah erkenden çıkıyorsundur sokaklara her sabah yine yem veriyorsundur kuşlara çabalamak boşuna umut uzaklarda mermi çekirdeklerinde anlam gerginliği her sabah zehirden bir kahve aç karnına içilen birkaç sigara sevgine katık ettiğin aşın işte burada başlıyor hayatın rüzgarın renk kattığı gülümsemelerde … şiiri bir oya gibi işliyor kalemin dizelerindi sonun başlangıcı beni bekle demiştin giderken son sevgiline oysa aldattın kadınlarını birer birer rüzgarlar getiriyor dizelerinin hecelerini yağmurlar getiriyor şiirlerinin dizelerini (sular soğuk, gemilerde garip bir hüzün, sıcak iklimlerden soğuk iklimlere dönüyor yüzün) aynaların sırlı yüzünde esmer dokunuşlarıyla buğulanmış gözleriyle soluyor suretin anlamını arıyor her bakış her dokunuş aheste bir rüzgarın peşinde eski bir albümdü anılar tarihin tozlu raflarında bakışın donuklaşıyor inme inmiş/bir yürek sızısı böyle mi olacaktı rüzgarın türküsü aynaların sırlı yüzünde mi kalacaktı anıların bütün düşüncelerinle sarıldığın yaşam bir angina pektoris miydi Coşkun Mutlu / Hüznün Şairi Ocak_2004 angina pektorus:kalp inmesi |