HAL BU VESSELAM
Mantık çalışmıyor, düşünceler ham,
Ne gün bitecektir yaşanan dram. Gündüzler hayaldir, geceler kâbus, Gönüllerde eksik değildir evham. İtibar görmüyor yüce değerler, Müslümanlar yetim, öksüzdür İslâm. İnsanlar beynamaz, camiler bomboş, Barlarda yaşanır her gün izdiham. Parayla satılır olmuştur Kur’an, Namazı bedava kılmıyor imam. Din, iman paradır; paragözlüyüz, Kimse vermez asla bedava selam. Eloğlu Venüs’e merdiven dayar, Bizde ise aynı tas, aynı hamam. Ruhlara esen o Batı rüzgârı, Bir afet ki; bad-ı saba değil, sam. Helâl lokma geçmez oldu boğazdan, Ekmeğimiz haram, aşımız haram. Kırpa kırpa kuşa çevirdik dili, Acz içinde kaldı baksana meram. Mana ihmallere kurban edildi, Rağbet maddeye; onda ihtişam. Merhamet hisleri köreldi gitti, Kalplere yerleşti kin ve intikam. Siyasette makam değişmez asla: Şarkı “gulu gulu!...”, ezgiyse “tamtam.” İş, ehil olana verilmez asla, İşgale uğradı mevki ve makam. Baktıkça âleme ruhum kararır, Coşmuyor gönlümüz, gelmiyor ilham. Hep artar keder, gam; zam üstüne zam… İşkencedir eyyam, hal bu vesselam!... (Kır Çiçeği/1998) |