SESSİZLİĞE VEDA EDER GİBİYİMŞiirin hikayesini görmek için tıklayın bi bakarsin goz yaslarim damlamis kagidima,
hece hece hickiriklarimla bezenmis satirlarim, guluslerimi gizlemisim soru isaretlerimin ardina, bide mavi duslerimi, feryatlarim olmus kelimelerim, sustum agzimla bagiramadim, affet, ben sen kadar gamsiz olamadim... bi bakarsin gecelerimde bogmusum ben seni sessiz sakin usumusum karanliklarda korkularimi gizlemisim askimin ayazinda bide sevislerimi cigliklarim olmus gozlerim sustum agzimla bagiramadim affet, ben sen kadar gamsiz olamadim... ne verdigin sozler tutuldu nede yeminler suremedi hic biri hayata yenik dustuler askimizin son duragina geldik inecek var al kalbinide cek git buradan.... sevmek icin hirpalandik durduk onca zaman ask yerden yere vurdu bizi dinlemedi aman sonmus feri gozlerimizin bitap bu canan al kalbinide cek git buradan.... nesini sevmesim o aglamaklari hallerin cok mu merakliydim cekmeye be kalbim zararin neresinden donersen kardir derim al kalbinide cek git buradan..... paylastigimiz iki kasik yemegi gecmedi sade kendin yasamayi severdin derdini gulmeyi unuttum yoktur bole bi enayi al kalbinide cek git buradan....
Ne için atar dururlar?! ßak yokluğunla sevinen tekil şahıslar, yerini çoğul şahıslara bıraktı ağlamaklı gözlerle.. Özler şimdi hepsi, birer birer.. Görürler halimi de, bir sen göremezsin işte!
Sana “aşkım” demedim ben hiç.. Şimdi “aşkım” demeyi özledim. Sana sarılmadım bile ben hiç.. Şimdi kokunu özledim. Senin gözlerine daldım da ne oldu sanki? Aklımdan hiç gitmeyen gözlerini özledim. Gece soğuk.. Gece ıssız.. Gece sensiz.. Lambalar bile seni hatırlatır bana. ßaşımı kaldırdığımda havaya, bir hayalin karşımda. Telefon çaldığında, “sen” diye heyecanlanmam da bi başka.. Ayrı bir hava.. Ayrı bir koku.. Sensizlik ayrı bir tat.. /gidince anladım .. Yıldızlar gülümsüyor şimdi bana.. ßu gece ay seni anımsatır aşıklara.. ßiliyorum; senin de kalbin kaldı burada.. Kim bilir belki senin de aklına bir “ben” yatar şimdi.. Çift sıfırlı zaman dilimi . . İki ileri bi geri gidiyorum. Hayatımı örüp eline vereceğim zamanı bekliyorum. Nerdesin? Yokluğunda kayboluyorum! Ne de yakışırdı üstüne yalnızlığım… Tam ölçülerine göre yaşadım. ßak tam istediğin gibi her şey.. Şimdi gidebilir miyim? Hayatımı verdim eline, şimdi yok olabilir miyim? /Karanlıkta beraberce .. Zaten olucak gibi değildi. Üçüncü şahıslara bıraktım yerimi.. Oysa birbirimize yeni alışmıştık daha.ßelki daha farklı bir ayrılık olabilirdi. ßelki de ayrılık olmayabilirdi. /ßen olmasaydım . . Oysa ben olmasaydım aşk olmazdı. ßen olmasaydım sen olmazdın. ßiz olmasaydık inan sevdiğim hayat olmazdı. Aşk olmazdı..Sevda olmazdı.. Ama bir gerçek daha vardı. Ayrılık olmasaydı, böyle özlem de olmazdı. Elveda” diyen ben .. Sahipsizce özleyen gene ben .. Gidince anlarmış ya insan değerini.. “Sen” gidince anladım “hayat”ın değerini ! Üzülmüyorum şimdi.. Ödedim hayatın bedelini! Virgüllerle başlayan hayatım soru işaretleriyle devam etmekte.. Ve bir gün konulacak o büyük noktayı beklemekte.......... Hüzün Akacaksa Satırlara Bir Kere, Tutulamaz; Engel Olunamaz. Yürek, Sevdanın Esiri Olmuşsa Bir Güzel Uğruna Dokunulamaz. Kalemim Gözyaşı Dökmez, Kaldırabilse Bu Kadar Ağırlığı. Yürek İçten İçe, Sessiz Yaşar Hüznünü; Yaşadığı Sevdası Gibi... Bana verdiğin sevgi kırıntılarını istemiyorum. Hepsi senin olsun Ben aşkımı kapalı kapılar ardında herkesten gizli yaşamak istemiyorum. Özgürce dünyaya haykırmak istiyorum. Gözlerimdeki ışıltıyı, cildimdeki parlaklığı ve gülümsememdeki canlılığı herkesin görmesini istiyorum. Evet bu aşkta her şeyi bilerek yaşadım seninle ama artık sadece sevgi kırıntılarını istemiyorum. İşte sana bir kucak dolusu sevgi, onları sana geri veriyorum. Biliyormusun, seni çok özlediğimi; özleminden kalbim delice çarptığı zaman ve bir kor gibi yanınca içim, anladım. Seni özlüyorum. Senle ilgili herşeyi çok özlüyorum ama en çok bana baktığın zaman yüzündeki ifadeyi, tatlı gülüşünü, yüzünün kızarışını, mağrur kalbini, sesini duruşunu bakışını yani hemen hemen herşeyini özlüyorum. Sen, sana olan özlemimi bile umursamıyorsun ve bu özlemin benim için ne kadar özel olduğunu da anlamıyorsun. İsyan etmek, bağırmak, çağırmak, bütün dünya ile çatışmak ve karanlıkta �artık yeter� diye haykırmak istiyorum. Ama gücüm yok. İşte al sevgilim, yeni bir sevdayı kesinlikle yasakladığım kalbimdeki son sevgi kırıntıları, senin olsun... KIRINTILARLA BESLENEN Bİ AŞK İSTEMİYORUM BEN ARTIK . . . Bir damla sevdanın adıdır Gözyaşı.. Nefes almaya başladığında nerede sonlanacağını bilmediği bir yolculuğa çıkmıştır çoktan.. Sahibinin yüreğini yansıtan aynada hayatın bıraktığı izlerden süzülür usul usul. Eğer dayanabilmişse benliğini kavuran hasrete,buharlaşıp uçmamışsa bütün umutlarıyla beraber gökyüzüne,artık vuslat zamanıdır,sevda dertlisiyle yürekle kucaklaşır.. Yürek,gurbetteki yolcusunu yıllardır bekleyen hancı gibidir.. Gözyaşına sinesini dostça açar,bilir dermanının yalnızca onda olduğunu.. Bütün kuytularına en kalın zincirlerle demir atmış sevdanın ağır yüklerini üzerinden atmak istiyordur artık.. ”Bu zincirlerin anahtarı sensin,kurtar beni”der gözyaşına.. Gözyaşı,yolculuğunun anlamını keşfetmenin verdiği güçle her limanını bildiği bir okyanusu dolaşan denizci edasıyla zincirleri açmaya başlar.. Hasreti serbest bırakır önce,bütün özlemler kaybolur.. Ardından tutkuya koşar,aşkın belini büker.. Sıra son zincirdedir.. Sevdanın ilk zinciri olan Aşka endişeyle yaklaşır gözyaşı.. O kadar derine yerleşmiştir ki aşk,zincirin kopması yüreğin ölümü demektir.. Birden ürperir..”Ölüm mü,sevda mı?”diye sorar yüreğe.. Yürek son kez cesurca seslenir gözyaşına.. ”Dünyanın adı yalan,sevdam gerçek olmuş ne çıkar?”… @MURAT TÜRKAN@ |
Tek kelimeyle harikaydı, açıkçası çok uzun görünce korktum birden ama başlayınca okumaya nasıl bittiğini anlamadım bile, çok akıcı ve çok içten duygulardı... Kutluyorum yüreğini...