Kış Rüyasıbu gece benimle uyudun belki ama biliyorum uyandın bensiz nedensiz bir huzursuzluk içinde gezindin sehere dek bedensiz rüyalar gerçekten pek karışıktı hep genç halleriyle gördüm bizden önce göçüp gidenleri nurdan kalıplara dökülmüştü özlediğim bedenleri hele de babamın o güleç yüzü cennette dolaşan avize gibi yenmişti ölümün karanlığını ve ciğerparem büyükannem duvarlar büyüklüğündeki tuvallere habire resmediyordu iffetli kadınlığını yorgunluk hissetmeden dik yokuşlarda rüyada bir hayalin peşine düşmek nasıl bir duygudur tarif edemem diyordun kulağıma fısıldayarak ve ekliyordun tebessümler eşliğinde: "gelmişim gelmenin son sınırına artık bundan öteye gidemem..." hayra yordum yine hayat rüyasını dünyasını yıktım başına faniliğin duymazdan geldim bir bebek feryadını gezinirken sahibi meçhul bahçelerde dikenlere takılmış beyaz bir gelinliğin izleri vardı kırmızı güllerde şafağa bir adım kala tekrar geceye döndüğümde.... |