VEFASIZ...
VEFASIZLIK …
Şöyle bir çevrenize bir bakın, vefasızlık ne kadar da bizi esir etti kendine?İçimizi ne kadar da yosun gibi bürüdü? En yakın dostunuz,en değer verdiğiniz üç kuruş için bir anda nasıl da bıçaklıyor sizi arkanızdan? İyi günde canciğer ,kötü günde bir yabancı gibi nasılda uzaklaşıyor en dost bildikleriniz? Zaman, usulca bir nehir gibi geçerken,içinde yaşadığımız şu dünyada kirleniyor ne yazık ki … Gerçek dostluklar bir zaman geliyor ki,kaybolup gidiyor,vefasızlıkla koyun koyuna kalıveriyorsunuz günü geldiğinde… Sıcak yaz günlerinden biriydi.Ziyaretine gitmiştim bir hastanın.Sağlıklı ve varlıklı günlerinde yakınları,eş dost ,akrabaları,etrafında pervane olurken ,hastalandığında ise uğramaz olmuşlardı.bir kaç metre uzaklıktaki kardeşi bile onu sormaya gelmiyordu şimdi. Dedim ya; insan düşmeye görsün… O ruh halimle elime kağıt kalem alıp bir şiir yazıvermiştim oracıkta.hala saklarım o şiiri yanımda.ne zaman ki ;vefasızlıktan bahsedilir,o şiir gelir aklıma,duygulanırım… Bu şiiri vefasızlığa uğramış bütün insanlara armağan ediyorum. VEFASIZ… Ey kendini bilmez insan, Ey aciz yaratık, Ey iki yüzlü melek maskeli şeytan. Bir çamur zerresinden olup, Ana rahminde şekillenen insanoğlu. Nasıl bu kadar nankör ve de bedbaht olursun? Aynı tohumdan üreyip,büyümedik mi beraber? Aynı lokmayı genzimize indirmedik mi? En kötü zamanlarda bile,beraberce iyilik duaları dilemedik mi? Düşmanlara inat… Bir elin beş parmağıydık aynı zamanda... Tüm kötü duygularımızı beraber , Kusmadık mı? Bir iyilik beklerken,kötülük bulduk ensemizde. Dost beklerken ,aydınlık sokaklarda, Tüm ışıklar sönüverdi yüzümüze ,din kardeşim! Yorgun akşam sohbetlerinde ,türküler mırıldandık sahi? Ya şimdi? Şimdi ,neden ağıt yakıyoruz, söylesene? Ben, şimdi ,hasta ve soğuk yatağımda, Ölümü bekleyen ben… Sense karşımda,yalancı bakışlarınla, Beni değil, Aslında kendini kandırıyorsun… Benim gibi,sen de ektiğini biçeceksin, Sakın unutma. Bizler, iki kardeş, iki de candık halbuki, Şimdi yollarımız ayrılırken, Bir gün gittiğim yere , Seni de götüreceğim , Sakın unutma!... Yalancı sohbetlerindeki sıcaklığını, Ölümün soğukluğunda, Ne kadar dindirebileceksin? Merak ediyorum… Giderken, Arkamda dökülüveren, Gözyaşlarıyla, Boğulacaksın!.. Bildiğim başka bir şey; Sen, bu çevremdeki kalabalığı,bulamayacak, Yalnız sen! Sen ağlayacaksın!.. Vefasız!... |
Karanlığın bahçesinde pencerem
Geceyi odamda geçirmek için
bir ağaç cama vuruyor...
Vefasızlıklara inat sanki...
Çok güzeldi.Sevgilerimle Zeki.