bu kentin sahte mutluluklarından sakındım yalanlarından nankörlerinden kimin eli kimin cebinde aşklarından
güz dökümü sokaklarda ruhlarla gezdim köşe başlarında sadaka dilenenlere öfkeli aşka avuç açacak kadar açtım
takvimlerin intiharında keşkeler biriktiren her kayan yıldıza dilek bağlayan yalnız bakışlardandım ya da bir avuç fincanda dünya dolusu mutluluk arayanlardan… papatya katiliydim kendi cumhuriyetimde kendime dizildim
aşk depremlerinden çıktım bu kentin ekmek kavgasından gelin konvoyundan maç coşkusu kurşunlarda sindim kadınların tecavüze uğramış bedenlerinde öldüm tekrar tekrar ve azar azar yitirdim inancımı tanrıya “tanrı yok, diyordu bir kadın - Muhammet yok İsa yok yok bütün peygamberler annem yok ” ama bir şeyler olmalıydı kurtaracak ölümden çocukları yaşlıları kuyruklardan çekip alacak bir el afrikamı yeşile saracak nefes kara deliğe göğüs gerecek kadınları olmalıydı bu kentin gücüm yettiğince her şeyin savaşını verdim anamın böbreğinin beynimin yokluğun ihanetin gidenlerin şiirlerin gaspçıların yurtların kitapsızların dingin mavilerin çırpınan beyazıydım; yorgunluğu insanlıktan bildim
bir gece vakti buldum sebepsiz telaşımı en büyük boşluğum; sana tırmanıyorum yıldız tepelerinde sana azıyorum karadeniz gibi köpük köpük sana kazıyorum ölüdenizi kürek kürek sana yazıyorum hayaldenizinden çaldığım mürekkepli şiirleri aşk bıçağı soluğundan bir kesik boynumda sana kanıyorum gelincik gelincik yüzüm bir avuç istanbul, yüzümde ülkemdir ellerin seni sana sunduğum çocuklar büyütüyorum saf aşk döllerinden yalınayak seninle ne kadar da çokum !
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Ne kadar da çokum şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Ne kadar da çokum şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
kara deliğe göğüs gerecek kadınları olmalıydı bu kentin gücüm yettiğince her şeyin savaşını verdim anamın böbreğinin beynimin yokluğun ihanetin gidenlerin şiirlerin gaspçıların yurtların kitapsızların dingin mavilerin çırpınan beyazıydım; yorgunluğu insanlıktan bildim
bir gece vakti buldum sebepsiz telaşımı en büyük boşluğum; sana tırmanıyorum yıldız tepelerinde sana azıyorum karadeniz gibi köpük köpük sana kazıyorum ölüdenizi kürek kürek sana yazıyorum hayaldenizinden çaldığım mürekkepli şiirleri aşk bıçağı soluğundan bir kesik boynumda sana kanıyorum gelincik gelincik yüzüm bir avuç
yüreğinize sağlık güzeldi dizeleriniz kutluyorum saygılar gönderiyorum
SAYGIYLA.