33
Yorum
9
Beğeni
4,6
Puan
3645
Okunma


sabah olmak bilmiyor,
öyle ağır bir gece bıraktın ki bana
vakit; içimdeki derin acıya sızma vaktidir !
nefesinde yükselen ormanlar yanıyor yâr
geceye isini sürdüm ihanetin
tam da ellerin gerek beni sarmaya
oysa parmak uçlarında kavrulur kalbim
duvarlarımda isyankâr bir şiir
bu ev gibi, bu gece gibi, sen gibi susuyorsam, beni anla !
bu vakitlerde sevmek yetmiyor yâr
bundandır; şiirler bitmek bilmiyor
ağırlığını sorma yokluğunun
göğü yıkılmış bir şehir kadar soluksuzum
mavisi çalınmış deniz kadar ruhsuz
şiirsiz kalmış şair kadar acınası
caddelerin yabancısıyım
yankesici gölgelerin tanığı
bütün sokak köpekleri sever beni
oysa kedi leşlerine gözyaşım
beyazına yüzünü çizdiğim dalgalar tuz tanesi avuçlarımda
söküp atasım var beni uğurlarken sarıldığın iskele demirlerini
biliyor musun ? sesine hüznünü yüklediğim martıları vurdular
ipe dizili renkli balonları sapanlıyor içimdeki çocuk
kumdan kaleleri dağıtır gibi baştan sona sildim sınırlarını ülkemin
kız kulesi’ni akdeniz’e taşıdım
anıtkabir’ i bodrum’a
hasankeyf’e gömdüm selimiye’ yi
yerebatan’ı ağrı’ ya diktim
tokat’ın içine sakladım beş minareyi
istiklâl’de bir başımaysam, yalnızlığa düşmedim;
kalabalığı çektim gözlerimden
5.0
88% (21)
3.0
4% (1)
1.0
8% (2)