YENİK İMPARATOR
Sakallarımdan, beyaza boyun eğen keder akıyordu..
Gecesiydi bir şehrin.. Aksak yürüyordum; Sırtımda, acılı bir çöküş hikayesi.. Ve kan içinde, geçtiğim tüm sokaklar.. Tüm sokaklar, terk edilişin rengi.. Kaybetmiş savaşçıların hüsran mevsimi.. Aşkı satır aralarına sığdır şimdi sevgili! Ben yenilmişken ve diz çökmüşken beş paralık cümbüşüne yaşamın; Aşkı bırak şimdi geçtiğim tüm sokaklara.. Kana bulaştırmadan.. Ve yak ! Yak ki , Suratıma tükürmesin yeryüzünün basmakalıp gelenekleri.. İstanbul’un ara sokaklarındayım şimdi Yenik bir savaşçıyım şehrinde.. Kan damlayan caddelerde arıyorum ayak izlerini.. Martıların nerede ey kadın ! Beni çekip alacak gözlerin nerede.. ? Bak düştüm , yenildim.. Şehrine boyun eğdiren kasvetim; Sokağında bir zavallı.. Sesin duyuluyor bir yerlerden, İçimden..Ta derinden.. Kayboldukça ağlıyor içimdeki kadın.. Yak bu şiiri kadınım.. Fahişelerin ve onları devleştiren bira kokulu bıyıkların ağzına sakız etmeden bu imparatorluğu, Ne olur yak bu şiiri.. O kısa başlangıcında yenilginin, Ve bitmişliğin.. Sokaklarında şimdi, bu imparatordan bozma zavallı kapaklanmadan dizleri üstüne, Ne olur yak bu şiiri.. Kül kokuyor şehrin.. Yangın kokuyor.. Hüzün koyusu karanlığın çağırıyor beni.. Yanıyor düşmana yenik düşen umutlarım, Çığlık çığlığa.. Sevdiğim kadınlar geliyor aklıma.. Zaferlerim.. Ve sana yenilmişliğim, İstanbul’un dar sokaklarında.. Hüzün kokuyor şehrin.. Ölüyorum kadın! Bayrak dikiyor ölüm sınırlarıma.. Bu şiiri oku ve yak kadınım ! Harpten yeni çıkmış bir imparatorluğum ben.. O kadar derin ki yaralarım , Yaşadığın şehrin kıyılarına göndereceğim bir filikam bile kalmamış.. |
Çok güzel dizelerle bir ayrılık hikâyesi okudum
şiir diye.Kutladım kalemi
Sevgiyle...Şiirlerle kalın