Çıkıp giden ihanetti arkasına bakmadan. Anahtar hiç dönmedi, hiç açılmadı kapı. Tüllendi gece… Yalnızlık çınladı öylece gözlerindeki buğuyla
Kara, çirkin bir adam, an kadar kısa o zamanda kuruttu umudu, yağmura aldırmadan. Açmadı yüzünü güneş dönüp bakmadı tarla kuşları, yakınmadı başaklar, pişkin topraklardan
Sahile uğramadı, mavisi uçuk sevgili dalga. Gecenin fener alayına izin vermedi bulutlar, yinede, ağlayan kimse olmadı.
Gönderirken bedduasını kibir kulelerinin ardındaki kurumuş sel yatağına, unutmanın ümidiyle, yırtılmış “ar”dan menkul yüreğine ilhak etti kadın, dargın, kirli sularından
“Bir ömür sür ki ölüme imrendirsin” dedi, Kıraç bozkırın gülen yüzü. “Bir ömür sür ki lanetle kutsansın, şarkındaki hüzne mecbur aşkın her günü”
Son bir ağıt tutturdu yokluğun arkasından ve savurdu orağını koca cevizin dallarına. Kanamadı gün… Kan kurudu dudaklarının arasında.
Düşünen tek taş, dikilip kaldı, bitimsiz günlerinin tam ortasında…
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
HADDE şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
HADDE şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
yokluğun arkasından
ve savurdu orağını
koca cevizin dallarına.
Kanamadı gün…
Kan kurudu
dudaklarının arasında.
Güzel olmuş
Kutlarım