UZAK-YALNIZ-SOĞUK
ben dışardaydım
geleli çok oldu ben birde yalnızlığın pencerelerinde kıvranmış sokaklarda yalancı kış güneşinde güneş gözlüğümün camlarını çıkartıp bulutlara bakıyordum meğer gece olalı çok olmuş farkında değilmişim meğer ben harman savurmayı harladığım günlerde zaman koşar adımlarını pek bi sık tutmuş ben o gün ve hatta bu gün yalnızım son olan bir baharda hava soğuk veye değil önemi yok sana bakıyordum sırtımda senin kokuna bulanmış paltom elimde dokunuşundan kalan sıcak sanmıştım ki sancılarımın en ağırı o gündü sanmıştım ki şaşılası ahenki hayatın beni senden hiç koparamaz ve ne yazıktır ki fiziğin kuralı ağır bastı çamurlu ayakları altında ben ezildim gözü kör kelimeler ötekinin mayhoşluğundan beriki çok geride kalmış ünlem işaretiyle bitmeyen bir cümlede olumsuzluk eki hiç bukadar çirkin durmamıştı "seni sevmiyorum" diyordun ki "artık hissetmiyorum" ben buna inanmam kabullenmek zihnime ırak zira lugat yetersiz tarife niyet kadehlerde sarhoşluk bulanmış gözlerime acının mezesi keder kederin sebebi acı döngüsel kısırlığında birine küsmüscesine sanki ağlarcasına nefretten uzak yürüdüm arkama bakmadan bakamadan kan damlamıyordu belki gözlerimden ama kusura baktım bu ayrılığa meğer ben harlarken savurganlığımı senin sevginmiş en çok yıpranan sanmıştım ki bitmez ben ne kadar haylaz çocuk edesandaysam sen o kadar masum ve ürkek kırılganlığını beton duvarlarımdan ve yaptığım her bir yalnıştan göremeyecek kadar ahmak olduğumdan sanmıştım ki bitmez artık baharın ilkinde bile hava çok soğuk hala şaka gibi gelen bu kalp ağrısında yaşama sevinci sen içimin sevinç kaynağı sen uzak-yalnız-soğuk. HAKAN ŞAHBAZ 19.01.2009 21:02 |