(2) KUŞKONMAZ
Benim,
bana kıydığım biricik lüksüm. Tepetaklak, başaşşağı bir öbek toprağa gömülü, yılda kırk gün yenen, ertesi "ağaçlanan" sevdam. Çıplak, balıketinde, Kuşkonmaz. Yanında çöreklenir kız gibi çövensiz pastırma. "Dilde eriyen. isli. ince, sinirsiz tadı." Sanmayınki ekabirim, tuzum kuru. 70’lerin soğan-ekmek çocuğu. Leblebi ile tek’lerken dostlarla kırmızı şarabı, burada yudumluyorum beyazı. |