Zehr-i Aşkiki parmağım arasında yanan uçurum sert topuk sesleriyle kıvılcımların tangosu süzülüyor duman eskimiş anıları soyunuyorum zehrinin sarhoşluğunda biliyorum, küfür az geliyor tasmasından kurtulmuş dilim tenim dar çıkmak istiyorum tüylerini döküyor gün dekoltesinde güneş yalınayak toprak çiğniyor beni uzaktan gelen tren sesleri ağaçların perçemlerini sıyıra sıyıra tüm benliğimi bırakıp burada gitmeliyim elveda diyerek sana İ.Y. |