paranoit
içre düşen fesadın gözlerde yansımasıyla
vuruldu içim dışıma ardından kısıldım bir fare gibi kapana hani buradaydın demin nereye kayboldun neredesin görmüyor musun her şeye iliştirilmiş soru işaretleriyle normale dönüşü olmayan bir yolda bakışlarım peki ya sen de kimsin neden üzerimde ellerin ben senin neyinim ahh! beynimdeki bu ses de kimin sus…sus! yok…yok! dur susma bitmesin sesin tut ellerimden tut yoksa düşeceğim dokun az daha ve içime iyice sin sevgi olsun bedenimi gömeceğin sin iyi tamam…git hadi ve bırak ellerime hiçbir şeyi her şey bitmesin bir dakika bekle kal benimle yollara saldığım canım ateş derdinde soğuk caddelerde ki gidince can küfürlerimi de kendime etmiştim her daim eksik sen yanım gün yarım gece yarım aşk yarım dilimde ıslaklığı bir daha yalanmaz dediğim tükürdüğüm kavgalarımın ve sana dair her şey sağır eden bir haykırıştır açılmayan kördüğümlerde hadi hayatı vuralım sonra kendi yolumuza koyulalım ıslak bir yokluk kanarken ıslığında sesimizin herkes gitti mi yalnızsın değil mi çıkarsam beni görmezler vurmazlar kırmazlar yeniden eskisi gibi sen korursun beni değil mi korkuyorum anne neredesin? baba! gitme gitme... üşüdüğümü kimseye söyleme tanrım suyun üzerinden yükselen dumana beni verme kanıyor hayat kirlendim ellerimdeki bu kızıl da ne yıkayın ellerimi ve temizleyin tenime bulaşan bütün pislikleri kızar sonra ‘o’ yine gitmek istiyorum ama önce bir şarkı daha söyle bana dans etsin uyku göz kapaklarımda atilla güler |