8
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
957
Okunma
İsyan kokan topraklarda
Uslu bakışının altında
Firari bir bayrak gibi dalgalanmasaydı
Siyah saçların
Gündüz gibi parlamasaydı
Gözlerin
Ülkeme dair türküler düşmeseydi dudağından
Ürkek bir adım değil de
Yere gölgesi düşen adamlardandın
Ülküsü peşinde
Çuvala sığmayan mızraktın.
Yarım bırakılmış umutların
Heveslisi olmasaydın
Ve düşmeseydin gecenin peşine
Gündüzleri takarak.
Aydınlansın diye
Çocukların yüzü
Bir güvercin uçurmasaydın damdan.
Mapushanemiz olan vicdanların
Demir parmaklarını haykırışınla
Kırmaya çalışmasaydın.
Öğrendiğimiz doğruların, yanlışların
Kapısı olduğunu işaret etmeseydi parmağın
Parmağının ucundaki ufku görmeseydi
Gözlerim
Açılmasaydı mavi geleceğe
Bir o kadar da saflığın
Asudeliğine.
Mülteci kamplarında mülteci diye damgalanmasaydı
İrtica sayılmasaydı düşlere sığınışım
Hayalle hakikatin ayrıldığı ince çizgide
Durmasaydı ayaklarım.
Sana söyleyecek çok sözü olan biri olsaydım.
Dağ başlarında yuvarlanan bir kaya parçası gibi
Kimseler duymadan yıkılsaydım, dünyada
Ve gelip
Sen beni bulmasaydın
Bunca kalabalığın içinde
Her günü, limandan yolcusu giden
Biri gibi selamlasaydım.
Arzuları gerçekleşmemiş gün batımlarında
Hayallerimi uğurlasaydım.
Uğurlar olsaydı…
Kalemime bir infilak düşmezdi bu gece
Doğmazdı bu şiir gün yüzüne.
Bu kadar dünya telaşının içinde
Bir de düşmeseydi aşkın ateşi içime.
Ve
Ben seni
Çiçeğe konan arıda
Ağaç dalına yuva yapan
Kuşun kanadında
Görmeseydim
Sevmezdim.
M.S./2008
Kahramanmaraş