Kayıp Diyar
“Sevgi” dedim
Güneşi gösterdi… Huşu içinde eğildi başı Sessizce selamladı toprağı “Merhamet” dedim Gülümsedi… Evreni gösterdi Sonra, seyre daldı âlemi Güneşe uzandı ellerim İçimden ağlamak geliyordu Belki de ağlıyordum Seslendim kutuplardan “güneş ısıt beni” İki soru ve iki cevabım vardı artık Çağrılmıştım kayıp diyardan Güneşi götürecektim Filistinli yetim çocuklara Afganistan da karları eritecektim Irak’ta doğacaktım tekrar Yer gök birleşmişti sanki Evler harap, yollar harap, yüzler harap Gözlerde tefekkür çakılı mezar taşlarına Yaş henüz yedi Gökyüzünü tutup kaldırmak ister gibi Uzatıyor ellerini semaya Kayıplar, isimsiz mezarlar yükseliyor Omuzlarından Gökyüzü parçalarını arıyorum Dağınık saçlarından Yıldızlar sönmüş, ay dökülmüş Güneşi de bir türlü oturtamıyorum yerine Çaresiz bakıyorum kimsesizliğe Diz çöküyorum karşısında yetimin Gülümsüyor bana kırık dökük Gözlerinin içinde hapsolmuş ışık sönmek üzere “Güneş” diyor Susuyor Bırakıyorum artık kendimi Gözyaşlarım kan kokuyor |
tebrik ederim...