DİL DÖKESİ VAR
Öyle bakma yüzüme
Kuşu uçmayan, kervanı geçmeyen yolların İzi var Kirpiklerinde Suya düştüğünde gölgen Bilmezsin gözlerinde Ay’la güneşin yarışı var. Yanağında bir gamze Yol vermez gülüşüme Karlı bir dağ olup girer düşüme İstesem de aşamam. Tavşan izlerini silmiş bile. Hasretin, vuslata yakarışı var. Öyle bakma gözlerime Saçlarında geceler boyu süren Bir devrin hikayesi var. Bulutlar toplanmış bebeklerin üstüne Çorak topraklarda Rahmetin için el açıp dua edenin var. Çirkinin güzele yalvarışı var. Açma lebin ki dökülmesin sırrı kalbinin Sırda ser verecek Güvercin kadar ürkek Bir sevdanın kanat çırpışı var. Özlemin, vuslata ağlayışı var. Öyle bakma yüzüme. Hasretin çizdiği hudutların Tel örgüsü var. Diken batan yüreğin Kana bulanıp da Mısralarda dil dökesi var. M.S./2008 Kahramanmaraş |
çok güzel bir kurgu ile yazılmış bu şiir.
uyaklaması, ses ahengi, dize öbeklerinin bütünlüğü, temanın işlenişi,
öbek sonlarının vurucu bitimi..
aşağıdaki dizede, hece huzursuzluğu var gibi?
"Açma lebin ki dökülmesin sırrı kalbinin "
son hecenin kısalması ile ne olurdu?
"Açma lebin ki dökülmesin sırrı kalbin ".
aşağıdaki iki dizede ise sözcük fazlalığı hissi var okuma açısından.
mevcut yaımı ile "Mısralarda" okunurken bir uzun yol/zaman duygusu veriyor,
bunun yerine şairin, bu sözcüğü alıp, başka bir ara dizeye dönüştürmesi veya
yok etmesi veya kendi biçemine göre bir çıkış yolu bulması mümkün gözüküyor..
"Kana bulanıp da
Mısralarda dil dökesi var."
başarılı şiir için kutlarım..
saygılarımla.
/orhan_tiryakioglu