BÖYLE GÖRDÜM YUNUS'U
Bâd-ı saba gibi bu topraklarda,
Mânâ ikliminde gezerdi Yunus. Âşk-ı Hakk’tan alırdı da ilhamı, En girift sırları çözerdi Yunus. Bektaş dergahında kısmet yokudu, Taptuk dergahında çile dokudu, Zaman geldi dil çözüldü okudu, Sözlerden inciler dizerdi Yunus. Odunların doğrusunu seçerdi, Gönüllerin kilidini açardı, Etrafına sevgi, umut saçardı, Birlikten dirlikten yazardı Yunus. Bir asa peşinde döndü dolaştı, Sarp yollar, beldeler, ırmaklar aştı, Sabr ile menzile varıp ulaştı, Nefse aman vermez ezerdi Yunus. Gönüllere girmek idi davası, Bir görürdü avam ile hâvası, Cennetlerden öte idi hevesi, Âşkın deryasında yüzerdi Yunus. Hikmetli şiiri üç bin kadardı, Seneler sonraya mısralar ördü, Kendini sıgaya çekeni gördü Şol Mola Kasım’dan iz verdi Yunus. Binini okurmuş gökte melekler, Binini sularda yüzen semekler, Hürmetine geldi en has yemekler, Keramet sahibi bir erdi Yunus. Allah sevgisiyle yanardı közü, Âşk hamuruyla yoğrulmuş özü, Asırlar geçse de eskimez sözü, Hakk’tan halka dönük nazardı Yunus. İbrahim Sağır |