UZAY VE DÜNYAOn dört milyar yıl önce Allah’ın “Ol !” emriyle, Bu muhteşem kâinat bir anda geldi dile. Savruldu dört bir yana gezegenler, yıldızlar, Oluştu madde, mekân ve farklı farklı hızlar. Atomlar varlıkların en küçük yapı taşı, Nötronlar, protonlar varoluşun sırdaşı. Galaksiler arası soğuk, karanlık, boşluk, Cazibe-i aşk ile varlıklarda sarhoşluk. Uzayın hudutları an be an genişliyor, Bir kısım küreler buz, bir kısım yıldızlar kor. İlmin tespit ettiği,gözün görebildiği, Bir zerre malumattır,aklın erebildiği. Sirius sekiz milyar ışık yılı uzakta, Dünyamıza göz kırpan pırıl pırıl bir nokta. Dolaşan galaksiler birer yıldız adası, Patlatır kulakları duyulsaydı sadası. Kara delikler zalim, sinsi yıldız avcısı, Korkudan yıldızların tükenmiyor sancısı.. Ne muhteşem tasarım, ne muhteşem bir ahenk, İç içe harman olmuş madde, mekân, zaman, renk. Gündüz masmavi sema, gece simsiyah uzay, Yıldızlar nokta nokta, büyük bir fenerdir ay. Ey dünya, kâinatta küçücük gezegensin, En mükemmel yaratık insana mekan sensin. Senin çevrende dönüp durmada Kehkeşanlar, Sana misafir gelip, gitmede nice canlar. Hem besler, yaşatırsın hem bağrına gömersin, Beslediğin canlının sonra etini yersin. Herkes sana yar ama, kimseye yar değilsin. İstersin bütün başlar huzurunda eğilsin. Senin de bir gün gelip bitecek saltanatın, Son bulacak bu süslü, tantanalı hayatın. İbrahim SAĞIR |
Tebrikler ....