K A T Y U Ş ABir müzik yansıyordu KATYUŞA’dan Her tonu düş sancılıydı, her tonu kör acılıydı ! O miş’li zaman neredeyse yani Taptazecik kalmış bir anımdı sanki Bugün hissettiğim acının en önemlisi Bir bıçağın kemiğe dayanması gibiydi Ve bu durum var gücüyle ruhumu fethetmişti !... *** Kulaklarım da çiğan melodilerinin mor çatırtısı Kırıp dökerek paralıyordu yüreğimin cidarını ! Yetmiyormuş gibi anıların içime kor ateşli sıçrayışları Hızlandırıyordu üstüne birde can yakışlarımı Baş uçma tüneyen bir kemancının büyülü faslı… *** Zaman haşlayınca insanın yalnızlığını Özlem de öyle boş boş durur muydu ? Çayır cayır yürek yakardı ! Bu yüzden penguen ülkelerine dek yalnızlığım uzanırdı Yerler de ki fal açılmış şekillerin cam kesikli acıları Tüm varlığıma sıçradı !… *** KATYUŞA’nın bakışlarını görüyordum tutkulu Onu her andığımda özlemlerim haykırmaya başlıyordu Bir şiir mırıldanıyorum KATYUŞA’ya dilimce Ezberim de zaten o şiir hep saklı dururdu… *** Yüz çizgilerimle türkçeleştiriyordum sözlerimi belirli belirsiz Onların her satırın da içimin çığlıkları ifade edilirdi en bariz Anlamazdı ah !...Anlamazı bir türlü Anlamazdı KATYUŞACIK beni çaresiz, Üstelik hala o benim Kendisinin var ettiği acılarımdan habersiz… *** Aniden daha ölümcül bir özlem kasırgasına kapılıyorum Çokgen bir hüznün doruğun da avaz avaz ona haykırıyorum; Sen kadehimin içinde canlanan işte o şekilsin, görüyorum Ve ben böyle bir resmi çok net seçiyorum Öyleyse gel diyorum, gör diyorum, yalvarıyorum, ağlıyorum ! Ama KATYUŞA bu meyhaneyii ne bilsin diyorum ?... *** KATYUŞA hem var, hem yok gibiydi bazen de Onun ruhumda ki en büyük dirilişi özellikle de Ona ait önlenemez düşlerimin en sabahsız gecelerim de Canlı canlı inerdi düşleri yüreğimin yeryüzüne Enkazım tüterken o mor ışıklı sabahçı meyhane de !... İKİNCİ BÖLÜM Gizli yüzümü yerleştirip arzularımın terkisine KATYUŞA’yı yaratıyorum gördüğüm küflü bir resmin için de Ölüm beliriyor onun canlımsı çizgilerini her gördüğümde Gönlümün kapısı önün de Göz gözü görmüyor ve bir de, Bana KATYUŞA’yı yaşatan bu cehennemi meyhane de !… +++ Kördüğüm olurken içimde mahşeri bir sızı Nakavt oluyor düşlerim, bozuluyor her dem ki ideal ayarı Buna sebep etrafımda yanan yüreklerin İçtikleri sigara dumanları Hem gözümün için de, hem de başımın üstünde Dolanıp duruyordu yitik insanların sanki gri gözyaşları… +++ Burada ki çokça gürültücü sarhoş kalabalıklar Zaman zaman beni KATYUŞA’dan uzaklaştırmak zorun da bırakıyorlar Lakin bana doğru koşmaya çalışan KATYUŞA’yı onlar Bir şekilde içimden uzaklaştırıyorlar Hani düş bile olsa gerçek şu ki, BİZ’leşmemize mani oluyorlar… +++ Gorki’nin öyküsü ile Goya’nın nü’sü karşımda desen desen Yürek hoplatıyordu içimin gözleri duvarda ki resmi dikkatlice süzerken KATYUŞA’nın gerçek öyküsünü sezinliyordum arkasından ben Mutsuzluğunun nedenlerini ayıklıyordum Onun alnına vurulan fırça darbelerinden Belki de “BİZ” olmak için düş evrenim sayesinde Medet umuyordum karşımda duran bu şuh resminden… +++ Bir çiviyle çakılı yaşıyordu firar edip düşümden Bulunduğum meyhanenin bulutsu duvarın da o mütemadiyen Mutluymuş gibi görünüyordu hani bir de Bu kadar uzaktan onun düşsel varlığına gözlerim takılırken Mutluluğu ne de çok yakıştırıyordum oys ki ona Tam da böyle düşünüyordum KATYUŞA’nın tablosu için işte ben, Goya’nın resmiyle, Gorki’nin öykünün birbirleriyle sevişmesinden … +++ KATYUŞA duvarda ki resimden uçarak gelip gönlüme konuyordu Daha doğrusu uçsuz düşlerim de o kendisini sergiliyordu Yaşadığı yasaklı resimde Bilmediğim bir hüzün yüzünden adeta soluk soluk oluyordu Hatta kendisi bu şekil de nüsel bir poz vermek zorunda bırakılırken Sanki gözleri dolu dolu doluyordu !… +++ Kapılırken meyhanenin gri bulutsu havasına Bulunduğu duvar da ki tablodan fırlayarak Çılgın bir şarkı gibi oluyordu birden KATYUŞA ! Ateş rengi bir fırçanın kıvrak sesli raksıyla Yüreği sere serpe ağlıyordu o aslında; Tablonun arkasından dolandırıp ruh gözlerimle bakınca ona Gördüm ki en ideal gerçek dünyası vardı onun orada… +++ Ve binlerce yıllık bir an da Öyle bir meyhane ortamında Dünyada ki bütün yalnızlıkları doldurdular hünharca ! Yalnızlıkları doldurdular kadehime orada Zehirli bir orkide gibi olup sonra da Aniden aktı içime yosma tadın da O kırık kanatlı KATYUŞA !!!... /////////////////////// /////////////////////// İSMAİL HAKKI GÜRCANOK /////////////////////// …….İST. / ŞİLE / AĞVA……. |
Gorki düşü ve Goya rengi nü olmuştu derinden
O’nu anlıyor,mutsuzluklarını ayıklıyordum ben
Raks ediyordu La Bohem’in bulutsu duvarlarında
Mutluydu yaşadığı yasakları hiç farketmeden.
ÇOK BEĞENDİM...GÜZEL ANLATIM VE GÜZEL DİZELER...YAZAN YÜREĞE SAĞLIK...RABATLI