YAŞAMAK MIDIR ÖLÜM, ÖLÜM MÜDÜR YAŞAMAK?
Yaşamak mı dır ölüm ? Ölüm mü dür yaşamak? Yaşamı ölüm var olduğu için mi severiz yoksa hiç ölmeyecek gibi yaşadığımız için mi?
Yalanlar söyledim kendime Suretimde alayvari gülüşler vardı Bencil küstah ve ukala… Her kurduğum cümlenin ya başı devrikti ya sonu Yanık mektupların külleri kavururken avuçları Geceden içip içip sabahlara eremedim Fi tarihinde bir hayattı Alaca renkte… Tüm renklerin kirlenip; Birinciliğin beyaza kaptırıldığı… Ama tüm renklerin karışımı beyazdı ‘Mış gibi’ yaptım hep Ya da sadece oyalandım Yanlış mevsimlerde çiçek açtığımdan olsa gerek Yedi veren gülünün kokusunu Hazanın sarısını baharın yeşilini hiç bilmedim Zamanın çakılı kaldığı bir ‘an’ dayım yine, Mahkemeyi kurdum; Savcı da hâkim de avukat da benim Artık ne hırçınım ne kalabalık Olabildiğimce durgun ve yalnız Olabildiğimce sessiz ve sedasız Derin bir nefes aldım Hevesim kursağımda kala kaldı |
ANlamak yok çocuğum anlar gibi olmak var
Akıl için son tavır saçlarını yolmak var