Haşim adaşım ve emmimin oğludur gurbettedir yıllardır ve aklımca eski günler aklıma düştü mektup yazmak gayri yoktu böyle bir hatırlatmada bulundum dertleştim yani.

Ah emmolu sen gideli buradan
Memlekete olmaz olmaz hal olmuş
Yazsam dedim olanları sıradan
Aklım durdu dilim desen lal olmuş

Köye vardım bacaları tütmüyor
Sürü sürü keklikleri ötmüyor
Gayri dağda sümbül bile bitmiyor
Güzellikler ayak altı yol olmuş

Sığırları güden bile kalmamış
Davar kayıp kuzuları olmamış
Yazın bile yaylacılar gelmemiş
Kapıları itekleyen yel olmuş

Babam derim viraneye bakınca
Nefes biter serçeliye çıkınca
Hurman sessiz küsmüş gibi akınca
Anam dersen gözlerimde sel olmuş

Ağaçlar sararmış hazanı yaşar
Öz dayanmaz gözlerimde yaş taşar
Dünya buysa bu koşanlar boş koşar
Baktım şurda birkaç kısa yıl olmuş

Dişin tırnak diktiğimiz bahçeler
Dağa dönmüş konmaz olmuş sahçalar
İncelmiş bozulmuş eski lehçeler
Garip garip anlaşılmaz dil olmuş

Alabalık küsmüş girmez hurmana
Ekilenler kayıp varmaz harmana
Ömür geçmiş sarılarak kirmana
Dostlar bilmez görki birer el olmuş

Emmim gitmiş şiir bile okunmaz
Şimdi nesil uymazlarda sakınmaz
Gelde yaşa nasıl sana dokunmaz
Toprak tozar ocaklarda kül olmuş

Bir günümü baka baka bitirdim
Gördüğümü gurbet ele yetirdim
Aç kapını sana selam getirdim
Dağlar kıraç yamaçları kel olmuş

Soğuk akar şu tanırın suları
Seçim yakın kaçırır uykuları
Düşündümde o güzelim yılları
Gözlerimde tüter şimdi gül olmuş

Çoğulhanda duman verdik dağlara
Davetiye salmış ölen sağlara
Dokunan yok beylerle ağalara
Yanan kömür enerjiye tel olmuş

Her taşın dibinde yatar anılar
Komşular mı eskileri yeniler
Misafire tıkırdamaz siniler
Kalendere eski zehir bal olmuş