-Başlıksız-Dünya üzerinde birçok millet vardır, Saymakla tükenmez, tükense bitmez, İncelense tarih öncesine kadar uzanır, İçlerinden birisi de kadın milletidir… İzini bulmak için aramaya koyulduk, Yetmedi başımızı alıp gurbete gittik, Soranlara ne aradığımızdan söz ettik, Buralarda bulunur, iyice bakın dendi… Meğerse bu millet çok yakındaymış, Biz kimler olduğunu bilmiyormuşuz, Enine, boyuna incelemek lazımmış… Öğrenince hayretimiz daha da arttı, Merakımıza mucip oldu, biz de inceledik, Onlar da kendi içinde maddelere ayrılmış, Daha birincisini anlamaya çalışıyorken, Bu maddelerin birinde isyan başlamış… Ben çok korktum bu kadın milletinden, Kendime yeni bir iş aramaya gidiyorum, Güzel bir düşünceydi ama bulmak da zor, Bari çalışmaya başlamadan emekli olayım… |
Bazı şeyler yakındır ziyadesiyle görülmez, anlaşılmazlar.
Görebilmek için bir şeyi bir yankı sahibi olması, bizzat olması, karşıt olması gibi hususiyetlere sahip olması lazım. Kadın yakındır ve boyutsuz olabilecek kadar engin ve şeffatır. Varlığı bir yerden daha çok bir atmosfer gibi, bir buğu gibi, bir renkli ışık gibidir. Yani bu şekil vardır kadın ve her kadın...
Kadın er'ine göre biçim alır ve nitelik kazanır. Bu aldığı biçimin iyi, kötü, az, çok gibi sözcüklerle vasıflandırılması gereksizdir. Tasnif gereksizdir. Ona şekil veren er'idir. İyi veya kötü, sonuçlar; kadının
asla üstlenmeyeceği şeylerdendir. Yani kadın bizzat kendisi, etken değil edilgen olduğunu savunuyor. Ve genelgeçer yargılarmıza görd de edilgen suçlanmaz her zaman haklıdır.
Yazacak çok şey var da neme lazım kadın okuyucularımdan sürgün yemeyeyim. :)