0
Yorum
6
Beğeni
1,0
Puan
41
Okunma

İnsan, taş devrinde daha medeniydi.
Çünkü henüz kendini tanrı sanacak kadar zayıf değildi.
Avlanırdı;
ama paylaşmayı bilirdi.
Güçlüydü;
ama gücünü başkasını ezmekte aramazdı.
Hayat, biriktirmek değil, var olmaktı.
Sonra insan korktu.
Doğadan değil
kendi yetersizliğinden.
Evler yaptı,
barınaklar kurdu.
Yetmedi.
Taştan duvarlar ördü,
sonra o duvarların ardına ahlak icat etti.
İhtiyaç dediği şey çoğaldıkça
insan küçüldü.
Yürümekten vazgeçti,
taşımak için başkalarını eğdi.
Köleliği icat etti;
sonra buna düzen dedi.
Benlik şişti.
Güç, haklılığın yerine geçti.
Krallar doğdu;
tanrı olduklarını söylediler.
Saraylar yükseldi
ve her taşın altına bir insan gömüldü.
İnsan emeğinin hırsızları,
ahlakı zayıfların boynuna tasma yaptı.
Ve böylece insan,
hayvanlıktan değil
vicdandan koptu.
Bugün sorun ihtiyaç değil;
sorun doymayı bilmeyen bu irade.
Friedrich Nietzsche’nin dediği gibi,
insanı çürüten şey yoksulluk değil,
fazlalıktır.
28 Aralık 2012
1.0
100% (1)