0
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
19
Okunma
Radyolar tat vermiyor,
frekanslar karıncalı.
Şarkılar anlamsız;
hiçbiri senden söz etmiyor artık.
Her notada ayrılık,
mutlu aşklar
kovulmuş kelimelerden.
Sen yoksun,
ben eksiliyorum.
Yağmur değil bu,
gökyüzü kusuyor sanki.
Güneş açıyor,
farlar namluya dönüşüyor,
hayat gözüme batıyor.
Sen yoksun,
ben ayrıntılarda kayboluyorum.
Aynalar yüzüme
tanımsız haritalar çiziyor.
Gözaltlarımda
uykusuzluğun mor salkımları.
Hatıralar
bir valiz gibi
yanaklarıma bırakılıyor gözlerim tarafından.
Yatağın sol tarafı
bir morg tepsisi kadar soğuk.
Yalnızlık ve özlem
her gece bedenime dokunuyor.
“Sen” demek
ölüm demekti;
terk ederek
ayrılığın Sûr’unu üfledin.
Sen yoksun,
ben kıyamete direniyorum.
Yastığında kalan
o tek saç teli
idam ipim.
"Unutulmak" adında bir rüzgâra karşı
sessiz bir meydan okuma.
Bu evde
saatler yok.
Zaman
beni terk etmiş.
Duvarlar
üzerime yürüyen
suskun betonlar.
Belki bir deprem olur,
yıkılır dünyam.
Merkez üssü sen olsun,
olacaksa.
Ve ben—
bu enkazın altında,
sağ çıkmayı bekleyen
ama kurtarılmak istemeyen
yorgun bir depremzede.
Sen yoksun artık.
Ve bu,
her şeye yetiyor.
5.0
100% (1)