0
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
15
Okunma
Nihal, büyük falcıların dediği hep geçmiş zamandır.
Bu fincanın içinde “bir yabancının eli” yazar.
Telvemde senin isminin baş harfleri belirir,
Sonra bir su gibi akar, silinir.
Bu acı kahvenin son yudumuna dek katlanırım,
Kaderim dediğin, telvede kalan bir izdir sadece.
Geçmişin tozunu karıştırır falcı kadın,
Senin geleceğin ise bana aşk ile gizlenir.
Nihal, ben senin aynanda kayboldum,
Sen bir başka âlemin sırrısın, bildiğim kadarımla.
Bu kahve telvesi, bu yazılar hep geçmişe dair,
Halbuki sen, benim geleceğimsin, ilahî bir nişan.
Ledünnî bir sevdadır bu, tasavvuf gibi derin,
Senin adın, zikrim oldu her dem dilimde.
Fincandaki yabancı el, belki de kendi elimdir,
Seni arayan, seni bulan, sana dönen bir yol.