6
Yorum
20
Beğeni
5,0
Puan
117
Okunma
Zamanın dişlerinde öğütüldü yarınlar
Cebimde biriken sadece sessiz çığlıklar
Gökyüzü kurşun dökülmüş bir kuyu gibi
Düştükçe derinleşiyor, bitmiyor bu yankılar
Ayaklarımın altında camdan kırık bir şehir
Attığım her adımda kanıyor bu nehir.
Saatin akrebi kalbime saplı
Yalanlar beyaz, gerçekler paslı
Güneşi bir kutuya hapsedip gittin
Bana sadece gölgeler kaldı.
Yaz kalemim, kağıt bile yansın
Bırak bu dünya bizi suçlu sansın!
Yıkılsın duvarlar, sussun o kuşlar
Ben senin bıraktığın o uçurumdayım
Sesim kısılana dek adını haykırayım
Sana çok, sana çok ihtiyacım var!
Gözlerin bir mühür gibi kazınmış aklıma
Kilit vurdum artık bütün dualarıma
Sokak lambaları birer infaz mangası
Işık vurdukça yüzüme, artıyor yarası
Kurtlar sofrasında meze olmuş umutlar
Üstümüze çöküyor o simsiyah bulutlar.
Kül oldum, savruldum rüzgarın önünde
Bir iz bırakmadın giderken dünümde
Ama bak hala buradayım, tam o eşikte
Ölümle yaşam arası ince bir çizgide!
Sana çok, sana çok ihtiyacım var...
Sadece... sana...
(KOR)
5.0
100% (12)