10
Yorum
24
Beğeni
0,0
Puan
156
Okunma

Ey dünya,
duyuyor musun?
Kaşgar’ın taş sokaklarında
yankılanan ayak seslerini?
Bir çocuk ağlıyor,
adı değiştirilmiş belki de,
dili mühürlenmiş
kimliği çalınmış
bir halkın çocuğu.
Ey dünya,
neden bu kadar sağır,
neden bu kadar dilsizsin?
Bir annenin gözyaşı
daha yanaklarından düşmeden kuruyor.
Minareler susmuş,
ezan sesi rüzgârlara karışmıyor artık.
Ey dünya,
gözlerini kapama!
Gözlerini kapadıkça
bitmiyor kötülükler,
Azalmıyor çığlıklar
sen gözlerini kapadıkça
bir milletin kimliği,
bir milletin geleceği
çalınıyor.
Urumçi’de bir kandil sönüyor,
Kur’an sayfaları okunmaya hasret.
Yasaklanmış bir dilde
“Türk” diye fısıldamak bile
suç artık.
Ey dünya,
senin vicdanın nerede?
Hani insanlık,
hani eşitlik,
hani adalet?
O mavi ay yıldızlı bayrak,
göğe uzanmak ister hâlâ;
ipleri zincirlenmiş,
gökyüzüne bakar sessizce,
rengi mavi değil,
hasretten kan rengine dönmüş.
Ey Dünya,
kaldır başını!
Bak Doğu Türkistan’ın gözlerine…
Yeter artık bu suskunluk!
Duy mazlumların çığlığını
Gazze’nin, Doğu Türkistan’ın,
unutulmuş tüm mazlumların sesini...
Biz buradayız,
biz hâlâ varız,
biz, Doğu Türkistan’ız!