1
Yorum
9
Beğeni
5,0
Puan
95
Okunma
Bilir miydi
Özene bezene belediği yavru ceylan
Bulandırmaz ak sütünü...
Taş çıkmaz önüne yalnızlık tüten dağlarda
Üşütmekten utanır buz damlası duygular...
Elif…
Anacığının duaları,
Eritir dişli tepeleri
Uçurum denen kuytuları...
Bahtiyar… Şükür içinde
“Zorluk” işli iken geniş gönlüne.
İki dünya arası, doğar ayın şavkı
Huşu bulur, sultan olur, varır sevdaya...
Kuru güller cepkeninde soldukça solar da
Yine bilmez...
Okur salasını
Bazı dirilir, öldü sanılan goncası
Soğuk bir mazi dalgası
Okşar saçlarını
Parça parça eksilen körfezde
Bırakır olduğu yere
Kabul salınır...
Atın terkisine yerleşir Elif kızın pusulası
“Öz yurduna dön!” der
Baharlar meftun eder yaban elde
Tükenen ömürlerle eriyen kandilde...
Çile dolu kalpte
Kırık pencere önüne doğar ümit
Çırpınırken müjde diye...
📌 Okumuş olduğunuz şiir Anadolu Rüzgârı-Vll Uluslararası Öykü ve Şiir Antolojisinde yer almıştır.
5.0
100% (5)